Kalsit kristal doğal oluşumlarla dolu İnsuyu Mağarası’nı ziyaret edenler buz tutan sarkıt ve dikitlerin arasında geziyor.

Dr. Temuçin Aygen’in 1952’de keşfinden sonra 1966’da Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası olan İnsuyu, sarkıt, dikit, sütun ve damlataş oluşumlarıyla dikkati çekiyor. Birbirine bağlı iki bölümden oluşan ve loş ışıkla aydınlatılan mağara, 525 metre uzunluğunda etkileyici bir gezi alanına sahip.

Kent merkezine 13 kilometre uzaklıkta Sarpgüney Tepesi’nin kalkerli yamacında bulunan mağaraya, yağan karın erimesiyle süzülen su akışı arttı.

Binlerce yılda oluşan sarkıt, dikit ve sütunlardan süzülen su, mağaranın bazı yerlerinin soğuk olması nedeniyle buz tuttu. Ayrıca mağarada yer yer buzdan sarkıt, dikit ve sütunlar da oluştu.

Ziyaretçiler, kendilerini hayrete düşüren bu rotada gezerek kalsit ve buz kristallerinin fotoğrafını çekiyor, mağaranın sıcak olan yerlerini ise üzerlerine damlayan suyun eşliğinde keşfediyor.

“Yer altında sanki bir dere akıyormuş gibi su sesi geliyor”

İnsuyu Mağarası Tesis Sorumlusu Deniz Ayaz, AA muhabirine, kurak geçen dönemde mağaraya süzülen su miktarının azaldığını ancak bu kış yağışların ardından mağaraya tekrar suyun gelmeye başladığını söyledi.

Mağarada akıntıların ve damlaların yoğunlaştığını belirten Ayaz, süzülen su miktarının artması ve buzdan oluşan sarkıt ve dikitlerin ziyaretçilerin hoşuna gittiğini belirterek, “Gelen insanlar bu manzarayı görünce fotoğraf çekmeden duramıyorlar. Mağaradaki diğer sarkıt ve dikitlerin yanında buzdan sarkıt ve dikitlerle karşılaşınca hayrete düşüyorlar.” diye konuştu.

Mağarayı gezerken derinden akan su seslerinin duyulduğunu aktaran Ayaz, “Yer altında sanki bir dere akıyormuş gibi su sesi geliyor. Şu an bu dereyi gözle görmüyoruz ama temennimiz mağaradaki göl çanaklarının dolması.” dedi.

Ayaz, mağarada 9 göl çanağının bulunduğunu, gezilebilir alanda dilek gölü ve büyük göl çanağının görüldüğüne değinerek, şunları belirtti:

“Mağaramız aslında ziyarete kapalı alanları dahil 8 bin 350 metre uzunluğunda. Kış aylarında da ilgi gösteriliyor, yazın tabii biraz daha aktif. Kış ve ilkbaharın mağarada aslında ayrı bir güzelliği var. Kışın insanlar mağarayı soğuk zannediyor ancak mağaranın bazı alanları 14-16 derece, bazı alanları soğuk, bu da mağaranın ilginç yanı.”

Mağara görevlisi Bülent Çilingir de İnsuyu Mağarası’nın Türkiye’nin ender yerlerinden olduğunu ifade ederek, “İlkbaharda mağaraya süzülen suyun daha da çoğalmasını bekliyoruz.” dedi.

“İnanılmaz gerçekten tam bir doğa harikası”

Marmaris’ten gelen Beden Eğitimi öğretmeni Seval Keleş de satranç turnuvasını kazanan öğrencilerini ödül olarak İnsuyu Mağarası’na getirdiklerini anlattı.

Mağara’yı etkileyici bulduklarını söyleyen Keleş, “İnanılmaz gerçekten tam bir doğa harikası. Bazı yerleri çok soğuk, bazı yerleri sıcak. Müthiş bir yer, bayıldık buraya. Bence bütün gençlerin, öğrencilerin gelip görmesi gereken bir yer.” ifadelerini kullandı.

Öğrencilerden Elif Naz Damgacı, “Mağarada buz yığınları oluşmuş, dilek havuzunun başında dilek tuttuk. İlk defe böyle bir mağara gördüm.” dedi.

Öykü Mert de mağarayı güzel bulduğunu belirterek, “Buzdan sarkıtlar, çok hoş bir görüntü oluşturmuş.”dedi.