|
||
YAŞADIKLARIMIZ GERÇEKTEN UZUN YILLAR HAFIZALARDAN SİLİNMEYECEK | ||
YAŞADIKLARIMIZ GERÇEKTEN UZUN YILLAR HAFIZALARDAN SİLİNMEYECEK | ||
- Haberi | ||
|
||
|
||
Neredeyse; şu son iki haftadır, onları konuşuyoruz!.. Her biri; isimsiz kahraman, orman yangınları kahramanları; ‘İTFAİYECİLERİMİZ…’ Canları pahasına, alevlerle, yükselen, geniş alanlara yayılan ateşle mücadele ettiler, hepsi… ORMAN YANGINLARININ KAHRAMANLARI Muhabirimiz Muhammet Fatih Başcı, Burdur Belediyesi İtfaiye kampüsünde Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ile söyleşi gerçekleştirdi. Başkan Ercengiz ile yangınlarla mücadele mülakatına Başkan Yardımcısı Ali Say, İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Ballak ile bazı İtfaiye çalışanları katıldı. BAŞKAN ERCENGİZ: “Bölgede arkadaşlarımızı ziyaret ettik” 28 Temmuz’da bundan iki hafta önce ilk yangın ihbarı haberini zaten ulusal medyadan son dakika haberi olarak almıştık. Biz bilgi almaya çalıştık. Arkadaşlarımız bu arada Antalya Büyükşehir ve Manavgat İtfaiyesi ile irtibata geçtiler ve yangının tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu, büyük bir orman yangını olduğunu, rüzgârın da etkisiyle hızla ilerleyebileceği düşüncesi ile tüm civar il- lerden takviye kuvvet gönderilebildiği kadar gönderilmesini talep ettiler. Arkadaşlarımız da gerekli hazırlığı yaptılar ve birkaç saat içerisinde Burdur’dan 2 arazöz ve 1 itfaiye aracı ile yola çıktılar. Biz ertesi gün arkadaşlarımızın görev yerlerinin belirlenmesinin ardından alanda kendilerini ziyaret ettik. Tabii kriz masasını ve kriz yönetimini de ziyaret ettik. Oradan aldığımız bilgiler, sahada gördüğümüz, gözetlediğimiz, gözlemlediğimiz ve müdürümüzün, arkadaşlarımızın bize verdiği bilgiler çerçevesinde bizim ekiplerimizin artık kontrolünden çıkmış, tamamen hava müdahalesi gerektiren bir yangın olduğunu, araçlarımıza ulaşılamayacak bir noktaya yangının geldiğini öğrendiğimiz saatlerde Türkiye’nin başka noktalarında da yeni yangınların başladığını duyduk. Bu arada biz Burdur’a döndük. “Ekiplerimizi Muğla bölgesindeki yangına yönlendirdik” Milas, Bodrum, Marmaris, Fethiye bölgelerinden de yangın haberleri geldi. Bizim arkadaşlarımız o alanda üç gün çalıştıktan sonra soğutma çalışmaları, onlara belirlenen, tanımlanan bölüm bittiği ifade edilerek arkadaşlarımıza teşekkür edildi ve arkadaşlarımız tekrar Burdur’a geldiler. Ama o anda biz onlar Burdur’a girmekteyken Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüştük. Orada da yangının artık kontrolden çıktığını, daha çok itfaiye ve arazöz aracına ihtiyaç olduğunu ifade ettiler. Arkadaşlarımız da o bölgeye yönlendirildi. Arkadaşlarımız bölgeye intikal etti ve yangın söndürme çalışmalarına katıldı. Akabinde Isparta Sütçüler’den yangın ihbarı geldi. Ekiplerimizin bir kısmını oraya kaydırırken Muğla’daki ekibimizin de o bölgeye gitmesi gerektiğini, çünkü Bucak Kızıllı köyünden bölgemize giriş yaptığı anda şehir merkezine gelebilecek bir hattı takip edebileceğini, öngördü arkadaşlarımız. Muğla koordinasyon merkezi de bizi o bölgeye yönlendirdi. Arkadaşlarımız döndükten sonra Sütçüler alanında müdahaleye başladılar ve bugüne kadar da o alanda müdahalemiz devam ediyor. Yangın söndürüldü, ama soğutma çalışmaları devam ediyor. Şu anda da bizim araçlarımızın hem yeni hem güçlü oluşu nedeniyle koordinasyon merkezi araçlarımızın bir kısmının orada kalmasını bizlerden rica etti. Arkadaşlarımızın bir kısmı ile iş makinalarımız alanda mücadeleye devam ediyor. “Her türlü yangına hazır olmamız lâzım… Yurttaş olarak yangını ne kadar çabuk görür, ne kadar çabuk ihbar edersek yangına müdahalemiz o kadar kolay olur” Olayı bir de bizim tarafımızdan, bizim gördüğümüz şekliyle anlatmak gerekirse, ‘yangın bir afet.’ Yangın, dünya var olduğu günden beri olası bir doğal senaryo. Bizim yangına hazırlıklı olmamız lazım. Bu baca yangınından tutun orman yangınına kadar her türlü yangına karşı en çabuk müdahale ve en güvenli müdahale nasıl yapılır bunu hem öğrenmemiz hem de vatandaşımıza öğretmemiz gerekir. Şimdi yasa şunu tanımlıyor; yangında gönüllülük esas. Gönüllülük nerede başlıyor? Yangını görmek, gözetlemek ve ihbar etmek noktasından başlıyor. Yurttaş olarak yangını ne kadar çabuk görür, ne kadar çabuk ihbar edersek yangına müdahalemiz o kadar kolay olur. Ama bu arada bu yetmiyor ekipman, teçhizat ve personel ne kadar bilinçliyse ne kadar profesyonel ise, bu iş çok önemli.. Burada en yakın ve en basit 4×4 araçtan 90 ton su atabilen uçağa kadar her türlü teçhizatı elimizde bulundurmak zorundayız. Bu yangında gördük ki; büyük bir orman yangınına, bu yangına bizim araçlarımız 24 çalışsa da yeterli gelmedi. Çünkü 90 tonluk bir hava aracı bir defa da 5 kilometrelik bir alanı söndürmeye etkin ve yetkin. Yani 90 ton su‘yu bir defa da bir alana boşaltabilmesi çok önemli. Onun için bu yangın bizim canımızı yaktı!.. 175 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alan Türkiye’de yanmış. Bu yananı geri getirmek mümkün değil. Belki zaman içerisinde bu alan kendiliğinden yenilenebileceği gibi insan eliyle de bu alanın yeniden ağaçlandırılması önemli. Tabii ağaçlandırılma çalışması yapılırken bilinçli yapılması gerekiyor. Belli alanlarda hatların daha geniş bantlar şeklinde çekilip yangını en azından birbirine değen kibrit gibi ulaştırmamak gerekiyor. Yangın da ormanın her alanına ulaşılabilecek yol ağlarının yapılması gerekiyor. Tabii bunu ilgili Bakanlıklar ve büyüklerimiz, bu işin uzmanları daha iyi bilecektir. Sadece biz gözlemlediklerimizi ve çözüm önerilerimizi her fırsatta ifade ediyoruz. “Gurur duyuyoruz” Geçtiğimiz günlerde Tefenni’de ve küçük çaplı ot yangınlarında da Burdur Belediyesi İtfaiye ekiplerimiz her noktaya en çabuk, en hızlı ve en etkin şekilde ulaştık. Ben okuyucularımızın huzurunda da tüm Burdur Belediyesi’nin İtfaiye çalışanlarına, Fen İşleri çalışanlarına ya da bu işte gönüllü olan tüm arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Önemli katkıları oldu. Tabi burada bizim bir takım öngörülerimiz de oldu. 20’şer tonluk Arazözleri Belediyemize kazandırdık. Bu 20’şer tonluk Arazözler alan soğutmada veya ilk müdahalelerde çok etkili oluyor. Bunu bizim arka- daşlarımız sahada gördüler. Oradaki vatandaşların da, alandaki diğer ekiplerin de söylediği bizim araçlarımızın alandaki en iyi araçlardan biri olduğu ve müdahalede çok etkin çalıştığı yönünde. Biz de bununla gurur duyuyoruz. “Büyük bir yangın görmemek umuduyla” Piknik yapan vatandaşımız, eğer piknikte mangal yaktıysa, ateş yaktıysa veya çay demleyip, ocak yaktıysa alanı terk etmeden önce mutlaka ateşin söndüğünden emin olmalı. Vatandaşımız bizim onlar için ayarladığımız mangal mazgallarını ve mangal söndürme aparatlarını mutlaka kullanmalılar. Sahaya yeteri kadar bıraktık. Cam şişeleri alanda bırakmamak. Ya da her türlü çöpü, insani atığı alanda bırakmamak zaten vatandaşlık görevi. Çünkü; bu sıcak ve kuru havalarda cam tamamen mercek vazifesi görüyor ve yangına sebebiyet veriyor. Sigara alışkanlığı kötü bir alışkanlık basil başına. Ama, sigaranın yangına katkısı maalesef ülkemizde çok büyük. Yani vatandaş aracında gidiyorken sigarayı camından dışarı fırlatıyor ve haberi bile olmadan çok büyük bir yangına neden olabiliyor. Vatandaşlarımız bunlara dikkat etmeli… “İnsan unsuru, dikkatsizlik!..” Özeline baktığımız zaman lokantacılık yapan, o hizmeti veren arkadaşlarımızın baca temizliklerini sürekli yapmaları lazım. Çünkü; kendi aparatlarında, ocaklarında yağ buharının zamanla soğuyarak çepere yapışması neticesinde baca yangınlarına neden oluyor. Birkaç gün öncesinde bunu şehrimizde de yaşadık. Kırsalda anız, ot, saman yangınları. Yine bunların bir çoğunun nedeni dikkatsizlik… Vatandaşın sigara, ateş yakma veya dediğimiz gibi o camın mercek vazifesi görmesi bunlara dikkat etmeliyiz. Önümüzde bir ay daha sıcaklar devam edecektir. Bu sıcaklarda da vatandaşımızın kuruyan hava ile beraber her türlü yangına hazırlıklı olması ve en kısa zamanda İtfaiyemizi haberdar etmesi gerekmektedir. Biz elimizden gelen mücadeleyi ve müdahaleyi yapıyoruz. İnşallah büyük bir yangın görmemek umuduyla… “24 saatten daha az bir zamanda üç kamyon malzemeyi toparladık ve gönderdik” Burdur Belediyesi, Manavagat’taki yangından hemen sonra bir yardım kampanyası başlattı. Burdur halkı olağanüstü bir teveccüh gösterdi bu işe. Biz 24 saatten daha az bir zamanda üç kamyon malzemeyi toparladık ve gönderdik. Vatandaşımız halen daha soruyor. ‘Bir kampanyası yapılacak mı? Ya da başlatılan devam edecek mi?’ diye. Biz yangın bölgeleriyle irtibar halindeyiz. Koordineli bir şekilde, eğer talep olması halinde zaten biz buradan gönderiyoruz. Ayrıca bir şey daha paylaşalım. Geçtiğimiz günlerde Marmaris ve Muğla bölgesindeydim. “Başkan Ercengiz’in Marmaris yangını izlenimleri” Özellikle Marmaris’te İçmeler, Turunç, Osmaniye bölgesinin bir kısmını içim parçalanarak gördüm. Çünkü; benim gençliğimin bir kısmı Marmaris’te geçti. Oraları çok iyi bilirim, arkadaşlarımla çok vakit geçirdim oralarda. Yani bir Çernobil faciası, bir nükleer faciaymış gibi görüntü vardı! Toprak gri, ağaçlar simsiyah. İnanılmaz kötü bir görüntü. Sanki kibrit çöplerini alana dikmişler de hepsini bir sefer de yakmışlar gibi bir görüntü vardı, çok kötü. Bir daha başımıza gelmesin… Burdur Belediyesi İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Ballak: “60 hane bizim ekiplerimiz tarafından kurtarıldı” Yangın bölgesinde çok şey gördük, çok şey yaşadık, çok tecrübelerimiz oldu. Eksiklerimizi de gördük. Biz orada 28 Temmuz Çarşamba günü ilk ihbarı aldığımızda 12:30’da aracımız çıkış yaptı. 14:30 civarında biz müdahaleye başladık. Manavgat, Zeyve ve Yavruören köyleri bizim ekibimizin ilk müdahale ettiği köylerdi. O köy tamamen ormanlık bir alan içerisindeydi. Ancak bizim araçlarımız direk Yuvaören’e yönlendirildiği için orada sadece 1 ev tamamen, 1 ev kısmen yandı. Ama, geriye kalan yaklaşık 60 hane bizim ekiplerimiz tarafından kurtarıldı. Biz o yangında 4 gün boyunca görev aldık. 4 gün boyunca biz eve ekibimize tahsis edilen pansiyonları kullanmadık. Dağdan şehire inmedik. Ekibimiz orada çok şiddetli rüzgâr olmasından dolayı ki saatte 90 kilometreye kadar çıkan poyraz etkiliydi. Yangının dağılmasında, yayılmasında asıl etken de bu oldu. Bu şiddetli rüzgârdan göze gelen partiküllerden dolayı personellerimize göz damlası yapıp sadece 1 saat gözlerini dinlendirme molalarıyla çalıştık. Biz Manavgat yangının 3. gününde yangına müdahale ederken orada bize su 40 kilometre ileriden Manavgat’tan özel tankerlerle geliyordu. “5 saat boyunca orada biz ve ekibimiz mahsur kaldı” O gece saat 2 sıralarında bizim güzergahta su taşıyan tankerlerin olduğu yerdeki ormanlık alanda yangın başladı. Oradaki yangın başlayınca bizim tankerlerle irtibatımız kesildi çıkamadılar. 5 saat boyunca orada biz ve ekibimiz mahsur kaldı. Maalesef o yolun yanması sonucu, başka da bir alternatifin olmamasından dolayı Yaylaalan köyü ve Tilkiler köyü tamamen yandı. Alanda 70’in üzerinde itfaiye aracı vardı. 150’ye yakın personel vardı. Ancak bu araçlarda kullanılabilecek su yoktu. Çünkü; suyun geleceği alan yanıyordu. Orası bizi çok etkiledi, bir çaresizlik vardı orada ve çaresiz kalmıştık! Bu mesleğe gönül verdik, ama su olmamasından dolayı gözümüzün önünde iki tane köy yandı!.. “Manzara çok kötüydü!” Ertesi gün yolun tekrar açılmasıyla biz müdahalelere devam ettik. Gerçekten manzara çok kötüydü!.. Çünkü; Türkiye tarihinin en büyük yangını Manavgat yangını. 60 bin hektarlık alandan bahsediliyor. 59 köy’ün zarar gördüğü, 33 bin kayıtlı hayvanın telef olduğu, yüzlerce evin, aracın yandığı bir yangın. Orada biz bütün yangınları yaşadık. Biz normalde mesken yangınları için eğitilmiş, araçlarımız mesken yangınları için modernize olmuş araçlar olmasına rağmen, biz bu araçları ve personelimizi orman yangınla- rında, arazi yangınlarında, ev yangınlarında, araç yangınlarında, ahır samanlık yangınlarında etkin olarak kullandık. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Elimizden geleni yaptık, daha üstünü de yapmaya çalıştık. Ama; bazen oluyor ki; doğa’ya karşı duramıyorsunuz. Orada bizim için havadan müdahale çok önemliydi. İlk iki gün biz havadan müdahaleden çok yararlanamadık. Bizim bölge tamamen söndürüldü. Burdur Orman İşletme Müdürlüğü’nün bütün ekiplerinin dışarıda olmasından dolayı, Burdur’un da birinci derece orman yangını riskinin olmasından dolayı koordinasyon merkezi bizi Burdur’un güvenliği için geriye gönderdi. “O mahallede bizim ekibimizin ilk müdahalesi ile hiçbir yer zarar görmeden söndürüldü” Biz saat 10:30 gibi gündüz yola çıktık. Ancak tam yolda giderken tesadüf bir yangınla karşılaştık. Serik ve Manavgat arasında Gündoğdu beldesinde. Oradaki yangına direkt biz müdahale ettik. Orman ekiplerinden yardım istedik. Havadan müdahale geldi. Orada da Hocalar ve Beydilli mahallesi vardı. O mahallede bizim ekibimizin ilk müdahalesi ile hiçbir yer zarar görmeden söndürüldü. Hatta şu an oradaki halk’tan, oradaki köy muhtarlarımızdan bize sürekli dönüş oluyor. Minnetlerini iletiyorlar, teşekkürlerini iletiyorlar. Çok fazla yardım kuruluşları geldi bölgeye. Çünkü hem halk hem de itfaiyeciler aç susuz kalmasın diye. Burdur’dan da çok fazla destek ve yardım geldi. Manavgat yangınından gece döndük. Aynı anda döndüğümüz zamanda Muğla Milas ve Bodrum tarafında yangınların devam ettiğini, bize ihtiyaç olduğu bilgisini aldık. 4 gün boyunca arazide kalan araçlarımızın gece başlayıp sabaha kadar tadilatını yaptık. Sabah’ta Başkanımızın talimatıyla once Bodrum bölgesine doğru hareket ettik. Ancak ekiplerimiz yoldayken Milas’taki yangının daha büyük ve önlenemez olduğu bilgisini aldık. Ekibimiz Milas’taki yangına yöneldi. 2 Ağustos’a kadar burada etkin bir şekilde müdahalede bulunuldu. “Ekiplerimiz halen yangın soğutma ve belli kısımlarda söndürme işlemlerine devam ediyor” Ancak 2 Ağustos’da Isparta Sütçüler ilçesi Çandır mevkiindeki ormanlık alanda ve bizim bölgeyi de tehdit eden yüksek çam ağaçlarının olduğu, 80-100 yıllık çam ağaçlarına sahip ormanlık alanda yangın ihbarı aldığımız için biz direkt buradan ekiplerimizi çıkardık. Aynı anda Muğla koordinasyon merkezi bizim talebimiz olmadan orada çok fazla ekibin olduğunu, bizim bu bölgenin de riskli olduğunu söyleyerek ekiplerimizi geri yönlendirdiklerini söylediler. Şu an ekiplerimiz halen, 8. gün ve o alanda yangın soğutma ve belli kısımlarda söndürme işlemlerine devam ediyor. “Burdur merkezde ihbar geldiği andan itibaren müdahalemiz 5 dakikayı geçmiyor” Sütçüler yangınına müdahale ederken, ekiplerimiz oradayken şehrimizin çeşitli yerlerinde ev, araç ve arazi yangınları meydana geldi. Bunlara da hızlı bir şekilde müdahale ettik. Bizim Burdur merkezde ihbar geldiği andan itibaren müdahalemiz 5 dakikayı geçmiyor. Ancak bazı etkenler bizleri zorlayabiliyor. Yangın park edilmiş araçlar, trafikte yol vermemeler, yanlış adres bildirimleri buna rağmen Burdur merkezde en uç mesafe 5 dakikalık mesafede bizim için. Bunlara hemen müdahale ediyoruz. “Yangın bölgelerinde yalnız bırakmayan Burdur halkına da çok teşekkür ediyorum” 6 Ağustos’da Sütçüler yangını devam ederken Tefenni Beyköy ve Yuvaalan köyü üzerinde dağlık alanda bir yangın ihbarı aldık. Burdur merkezde hazır bekleyen iki ekibimiz direkt o yangına müdahale etti. 2 saatlik gibi bir sürede havadan müdahale desteği ile beraber rekor bir sürede o yangın bastırıldı. Hem köyleri tehdit etmesi hem de diğer alanlara sıçraması, ilerlemesi engellendi. Burada ben ekibime de çok teşekkür ediyorum. Bizleri Burdur’dan yangın bölgelerinde yalnız bırakmayan Burdur halkına da çok teşekkür ediyorum. “Yaşadıklarımız gerçekten uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek” Aracına su, yiyecek, gıda maddesi koyup oralara kadar gelenlere, özellikle merkezde ihtiyacımız olduğunu düşündükleri yangın söndürme malzemeleri, tırmık, kürek, yangın yerinde en büyük ihtiyacımız olan şarj sorununu taşınabilir şarj aletleri ile çözen Burdur halkına buradan teşekkür ediyorum. Ancak yaşadıklarımız gerçekten uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek. İnsanların acısı, çaresizliği ve oradaki bize yapılan yardımlar. Hatta ‘sizin ciğeriniz dumanla dolmuştur. Bizim ciğerimizi alsınlar size taksınlar’ diye feryat eden Teyzeler.. Hiçbir şey alacak parası olmayıp da tarlasından 3-5 kavunu koparıp arabaların yanına üzerine bıçağı ile bırakan Amcalar. Bunları hiçbir zaman unutmayacağız. Onlar bizlere minnettar olduklarını söylüyorlar ama bizler onlara daha çok minnettarız. Çünkü; bu iş bizim görevimiz. Biz bunu yapmakla yükümlüyüz. Ancak, onlar Kurtuluş Savaşı’ndaki halkın desteği ile bize destek olmaya çalıştılar. İnşallah bir daha böyle bir durum, böyle acılar yaşamayız.” “Son kıvılcım sönene kadar biz orada müdahalemize devam edeceğiz” Burdur Belediyesi İtfaiye Çavuşu Hüseyin Seçilmiş: “Ben ekibimle beraber oraya görevin ikinci günü gittik. Akşam saat 8 gibi görevi devraldık. Yerimizde konumlandık. Orman İtfaiyeleriyle beraber aynı güzergâhta müdahaleye başladık. Gece başlayıp sabahlara kadar yangını söndürmek için müdahalelerimizi yaptık. Sabah saatlerinde dağın zirve kısımlarında yanma meydana geldi. Bölgedeki halk bizden yardım istedi. Zirvedeki yangına kendi aracımızla ekip halinde müdahale ettik. Yangının sıçramasını engelledik. Alanın sarp ve dik olması bizim yangına müdahalemizi biraz engelledi. Orada hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadık. Zaten orada en ufak umutsuzluk oradaki ekiplerin direncini kırar. Biz hiçbir zaman geriye çekilmedik. Ekiplerle beraber sürekli müdahale uyguladık. Sütçüler yangınında çok olmadı, ama Muğla yangınında ve Manavgat yangınında 3 defa ekiplerimiz alevlerin içerisinde kaldı. 500 metre mesafedeki yangın 2 dakika da etrafınızı sarabiliyor. Burdur İtfaiyesi olarak etkin bir mücadele yaptığımıza inanıyorum. Şu an oradaki yerel halk olsun, Çandır’daki halk olsun gerçekten Burdur İtfaiyesine, Burdur Belediye ekiplerine minnetlerini telefonlarla arayarak iletiyorlar. Isparta Orman Yangın Şube Müdürü ile telefonda görüştük. Diğer ekipler bölgeden çekildi, bizim ekip şu an bölgede dediğimiz de bizim ekiplerin daha etkin, verimli çalışabildiğini, bizim araçların arazi araçları olmamasına rağmen dik zirvelere çıkıp müdahale edilebildiğini, bizlerin kalması gerektiğini söylediler. Bu konuda bir ricaları oldu. Biz de şu sözü verdik onlara; son kıvılcım sönene kadar biz orada müdahalemize devam edeceğiz.” |
||
|
||
Etiketler: YAŞADIKLARIMIZ, GERÇEKTEN, UZUN, YILLAR, HAFIZALARDAN, SİLİNMEYECEK, |
|
||
|