26 Ekim 2020 tarihi itibariyle, Dünya’da Covid-19 vaka sayısı 43 milyonun üzerine çıkarken, yaşamını kaybedenlerin sayısı ise 1 milyon 160 bine yaklaşmıştır. Ülkemizde ise hasta sayısı 363 bin 999, vefat sayısı ise 9 bin 874’dur. Bu veriler, dünyada ve ülkemizde salgının daha fazla can almaya devam ettiğini ve yaklaşan kış aylarında da daha fazla artacağını göstermektedir.

Önümüzdeki kış aylarında 65 yaş üstü bireyler ile diyabet, kalp hastalığı ve akciğer hastalıkları gibi kronik hastalıkları olanlar açısından oldukça zor günler bizleri beklemektedir. Herkes için ve özellikle de evde kalan büyüklerimiz açısından söz konusu süreç çok sıkıntılı geçse de, her geçen gün artarak yaygınlaşan salgınla mücadelede kişisel önlemlerimiz öncelik taşımaktadır.

Hükümet üzerine düşeni yapmadığı için gerekli önlemleri almakta gecikmekte ve artık herkes için çember giderek daralmakta, neredeyse hemen herkesin koronavirüse yakalanmış bir tanıdığı ya da akrabası bulunmaktadır.

Salgının başladığı ilk günden beri Sağlık Bakanı’na çağrımız, salgının doğru yönetilebilmesi için verilerin halkımızla doğru ve güvenilir bir şekilde paylaşılması gerektiği idi. İlk aylarda şeffaf yürütülüyor görüntüsü verilen sürecin, şeffaf olmadığını bizzat sayın Bakanın kendisi açıklamıştır. Vaka ve ölüm sayılarının ülkemizde daha fazla olduğuna dair sahadan gelen çeşitli verilerle, Bakanlık verilerinin çeliştiği saklanamaz hale geldiğinde, sayın Bakan’dan öğreniyoruz ki PCR testi pozitif çıkan ancak semptom göstermeyen vakalar resmi verilere eklenmiyor. Yani anlaşılıyor ki salgın süreci de ülkemizdeki diğer bütün verilerde olduğu gibi rakam ve algı oyunlarıyla yürütülür hale gelmiştir. Fakat bu gerçeklerin vakaya, hasta demekle, yoğun bakım hastasına, ağır hasta demekle ya da can kayıplarını az göstermekle değişmeyeceği açıktır. Tam tersine sürecin yönetilmesini zorlaştırmaktadır.

Bu süreçte sağlığımızı korumak yine bizlere düşmektedir. Alacağımız bireysel önlemlerle virüsten korunmanın gerekli şartlarını oluşturmalıyız.

Kapalı alanlarda oturmamak, oturmak zorunda isek süreyi kısa tutmak.

Evin içine misafir davet etmemek, mutlaka görüşülmek isteniyorsa balkonda, parkta yani mutlaka açık bir alanda görüşmek.

Kalabalık bir alanda çalışılıyor ve toplu taşıma kullanılıyorsa iki maskeyi üst üste takmalı, yüz yüze yapılan görüşmelerde mutlaka karşılıklı maske takılmalıdır. Bilinmelidir ki maske aşıdan daha koruyucudur.

Bu dönemde dengeli beslenmeye ve uykuya çok önem verilmelidir. Sigara içenlerin sigarayı bırakması, kilolu bireylerin zayıflaması, tansiyonun ve kan şekerinin kontrol altında olması son derece önemlidir.

Herkesle sosyal mesafe korunmalı ve yakın temastan kaçınılmalıdır. Vakaların büyük çoğunluğunun hiçbir bulgu göstermeden aramızda dolaştığı unutulmamalıdır.

Saygılarımla…