Burdur'da CHP öncülüğünde gerçekleştirilen çelenk sunma töreninde Sivil Toplum örgütleri Cumhuriyetin 97. yılı anısına Atatürk anıtına çelenk sundu. Günün anısına konuşmayı ADD Burdur Şube Başkanı Ümran Minas yaptı.
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, CHP Burdur Milletvekili Meclis İdare Amiri Mehmet Göker, CHP İl Başkanı İzzet Akbulut, CHP Merkez İlçe Başkanı Serkan Şimşek, ADD Başkanı Ümran Minas, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Sergül Canıgür, Eğitim-İş Başkanı Erkan Putgül, Eğitim Sen Başkanı Müjgan Ateş ve çok sayıda vatandaşın katıldığı programda konuşan ADD Başkanı Ümran Minas;
Değerli protokol
Değerli basın
Katılımları ile bize güç olan değerli yürek dostlarımız.Bu anlamlı kutlamaya hepiniz hoşgeldiniz.
Sözlerime başlarken ilk olarak şunu belirtmek istiyorum ki;HİÇ BİR GEREKÇE CUMHURİYET BAYRAMIMIZI KUTLAMAYA
ENGEL OLAMAYACAKTIR…VE OLAMADI...
Emperyalizme diz çöktürerek, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün eşsiz önderliğinde kurduğumuz Cumhuriyetimizin 97. yıl dönümü hepimize kutlu olsun... 97. yıla ne yazık ki buruk ve sıkıntılı giriyoruz…
Dönüştürülen, başkalaştırılan, milli iradeden ve anlayıştan kopartılan, saray iradesine kilitlenen Cumhuriyeti; Atatürk Devrimi esaslarıyla yeniden inşa etmek bizlerin temel görevimiz ve önceliğimizdir. Ancak, bu şekilde Cumhuriyet idaresi, gerçek kimliğine kavuşmuş olacaktır. Bu hasret, milletimizin ortak talebidir. Atatürk’le, Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in kazanımlarıyla hesaplaşma niyetinde olan siyasi iktidarın Cumhuriyet Bayramı’nı yasaklama girişimini asla kabul etmiyoruz.
Türk milleti, Cumhuriyet Bayramı’nıda diğer tüm milli bayramlarımızı da mutlulukla, neşeyle, gururla, el ele, engelsiz, baskısız, yasaksız ve şahıs yönetiminden uzak kutlamayı istemektedir.
Atatürkçü Düşünce Derneği, milletimizin bu haklı isteğini görmekte, duymakta, anlamakta ve bu isteğe katılmaktadır. Bu nedenle de Atatürk Cumhuriyetini yeniden inşa etmek hedefine, tüm üyeleriyle birlikte, sizlerle birlikte,dinlenmeden yürümeye karar vermiştir.
Bu yürünecek yolda temel esaslarımız şunlardır:
PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEME GEÇİŞ ZORUNLUDUR:
Ne olduğu, nasıl işlediği, sistemi, kuralı belli olmayan, uzlaşılamayan, denetlenemeyen, korku ve baskı yayan “şahsım yönetimi” ile ülkemiz, uçurumun kıyısına sürüklenmiştir.
Malesef ki Büyük Atatürk’ün milli mücadeleyi başlattığı dönemdekine benzer umutsuz bir durumla karşı karşıyayız. Oysa, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Milli Kurtuluş Savaşı ile sadece emperyalizmi değil, aynı zamanda, dönemin var olan köhnemiş ve çağdışı yönetimini de tarihin derinliklerine gömmüştü. Tarihe gömülen, çağdışı köhne sistemi yeniden canlandırma hevesleri boşunadır.
LAİKLİK MİLLİ EGEMENLİĞİN VE MİLLETİMİZİN GÜVENCESİDİR:
Laiklikten intikam alıp onu ortadan kaldırmaya çalışan; saltanat ve hilafet özlemiyle yanıp tutuşan kesimin iktidar ekseninde buluştuğunu, yakın tarihteki ve güncel gelişmeler doğrulamaktadır. İktidar çevrelerine yakınlığı ile bilinen bir cemaat şeyhinin “selefiler silahlanıyor, ayaklanacaklar” açıklaması, Cumhuriyet’in 97. yılında nasıl bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzun açık göstergesidir.
Yine Atatürk’ün talimatıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kendi yasal sınırlarının dışına çıkması da kabul edilemez. Diyanet İşleri Başkanı’nın Atatürk Devrim ve kazanımlarıyla sorunlu olduğu açıkça görülmektedir.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI HEPİMİZİN KIRMIZI ÇİZGİSİDİR:
Yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün yok edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Eli kolu bağlanmış, talimatla karar veren, taraflı, etkisiz ve değersiz bir hukuk sistemi Cumhuriyetimize hiç yakışmamaktadır. Üyelerinin tümüyle kendilerince belirlendiği Anayasa Mahkemesi’ne bile tahammül edilemediğini görmekteyiz. “Anayasa Mahkemesi’nin kaldırılması ve yerine başka kurumların oluşturulması gerektiği” ifadelerini de ne yazık ki duymaktayız. Anayasa Mahkemesi’nin kaldırılması kabul edilemez.
İktidarın, çoklu baro dayatmasıyla amaçladığı, “çoklu hukuk sistemi”dir. Türkiye’nin tapusu Lozan’da reddedilen “çoklu hukuk sistemi” Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milleti’nin yararına değildir. Cumhuriyetimizin gerçek kimliğine kavuşacağı 2023 yılında, hukukun üstünlüğünü ve yargı bağımsızlığını da yeniden hepbirlikte inşa edeceğiz.
4. ATATÜRK’ÜN EKONOMİ MODELİNİ VE SOSYAL DEVLET İLKESİNİ HAYATA GEÇİRMEK ŞARTTIR:
Büyük Atatürk’ün, “Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” sözü, sosyal devlet ilkesinin özlü açıklamasıdır.
İktidar ortaklarının, yurttaşlarımızın onurunu kıran “askıda ekmek” uygulaması yerine, Atatürk’ün Ekonomi Modeli’ ne kafa yorması gerektiği açıktır.
ULUSAL, LAİK, BİLİMSEL, EŞİT VE KARMA EĞİTİM VAZGEÇİLMEZİMİZDİR:
Siyasi iktidarın hedefinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri ve devrim yasaları olduğunu biliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, imzaladığı işbirliği protokolleriyle; temel eğitimi cemaatlerin, dinci ve gerici vakıfların eline bırakmıştır. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin üç büyük “milli” kurumu vardır. Bunlar, milli eğitim, milli savunma ve milli ekonomidir. Özellikle, son 18 yılda Cumhuriyetin milli olması gereken kurumları şahıs kurumlarına dönüştürülmüştür.
Cumhuriyetle sorunlu iktidarın Atatürksüz bir tarih oluşturma niyetini, ders kitaplarından Atatürk’ün ve milli kahramanlarımızın isimlerinin silinmesinden anlıyoruz. Bilinmelidir ki, Atatürk’ün mirasına dört elle sahip çıkan bizler , Atatürksüz sahte tarih oluşturma çabalarına izin vermeyeceğiz
Ulusal, laik ve bilimsel eğitim sistemini yeniden oluşturmak boynumuzun borcudur! Atatürk Cumhuriyeti’nin milli kurumlarını hep birlikte inşa etmek hepimizin tarihi bir sorumluluğudur
BU SORUMLULUĞUN BİLİNCİ İLE ŞİMDİ ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ OLARAK BİZLER SİZDEN OMUZ İSTİYORUZ!
Çocuklarımıza, Cumhuriyet kazanımlarının yeniden hayata geçirildiği demokratik, laik, sosyal, hukukun üstünlüğüne ve yargı bağımsızlığına dayanan tam bağımsız bir Türkiye bırakacağız… BU HEDEF BİZİM!
Gençlerimizin; dünüyle, bugünüyle gurur duyacakları, geleceğe umutla bakacakları, yurttaşı olmaktan onur duyacakları yeniden, “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diye özgüvenle haykıracakları bir Türkiye’yi hep birlikte yaratacağız… BU DAVET BİZİM!
And olsun ki 2023, Atatürk Cumhuriyetinin yeniden doğuş tarihi olacaktır… BU HASRET BİZİM!
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
YAŞASIN ATATÜRK CUMHURİYETİ!
YAŞASIN TÜRK MİLLETİ!
|