Cumhuriyetimizin Kuruluşu'nun 100. Yıl dönümü programları kapsamında Burdur Valisi Sn. Türker Öksüz ve eşi Meral Öksüz Hanımefendi ev sahipliğinde Cumhuriyet Bayramı Kabul Töreni düzenlendi.

MAKÜ Lavanta Tepesi Hotelde düzenlenen törende Sn. Valimiz ve Hanımefendi konuklarını kapıda karşıladılar.

Yoğun katılımla gerçekleşen törende yaptığı konuşmada; Türkiye Cumhuriyeti'nin inancın, imanın ve yılmaz bir iradenin eseri olduğunu  belirten Vali Öksüz, Türkiye Cumhuriyeti; asla bağış, lütuf veya hediye değildir. Her şeyden önce haklı ve haysiyetli bir Milli Mücadele'nin karar ve kıvancıdır." ifadelerini kullanarak, tüm konuklara katılımları dolayısıyla teşekkür etti.

100. Yıl Kabul Töreni'nde çok özel anlara şahitlik edildi.

2003 yılında Cumhuriyetimizin 80. Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Burdur Valiliği tarafından Cumhuriyetimizin 100. Yılına atfen düzenlenen kompozisyon ve resim yarışmasında dereceye giren öğrencilerin eserleri 20 yıl sonra Cumhuriyetimizin 100. Yılında asıl sahiplerine teslim edildi.

Dönemin Burdur Valisi Merhum Rasih Özbek tarafından Cumhuriyetimizin 100. yılında açılmak üzere mühürlenerek kutuya koyulan eserler, kabul töreni sırasında Valimiz Sn. Türker Öksüz tarafından eserlerin sahiplerine takdim edildi.

2003 yılında Burdur'da Lise öğrencisiyken şimdi Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde Dr. Öğretim Üyesi akademisyen olarak görev yapan Gökhan Bozkurt'un yazmış olduğu 1. olan kompozisyonu kendisi ve 2003 yılında Burdur'da ortaokul öğrencisi iken şuan Ankara'da Hava İkmal Yüzbaşı olarak görev yapan İbrahim Kayhan YILMAZ'IN yaptığı 1. olan resmi annesi, Sn. Valimizin ellerinden teslim aldılar.

Cumhuriyet Bayramı 100. Yıl Kabul Töreni, pasta kesiminin ardından sona erdi.

Valimiz Sn Türker Öksüz, eşi Meral Öksüz Hanımefendi ile birlikte pasta kesimi öncesinde salonu dolaşarak tek tek davetlilerle ilgilendiler, katılımları dolayısıyla teşekkürlerini ifade ettiler.

Vali Öksüz programda yaptığı konuşmada, “Bugün, Milletimizin özgürlük mücadelesini, Cumhuriyetle taçlandırışının yüzüncü yılını kutlamanın coşku, gurur ve bahtiyarlığını yaşıyoruz.

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN…

Tarihten silinmek istenen bir milletin küllerinden yeniden doğarak kurduğu, gözümüzün nuru Cumhuriyetimiz bugün 100. Yaşında.

Bu gururu, heyecanı ve coşkuyu siz değerli Burdurlu hemşehrilerimle bir arada yaşamaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederken, hepinizi en içten duygularımla sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyor, 100. Yıl kabul törenimize katılımınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Cumhuriyetimizin ilanı, bizim için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı kalkınma hamlesi olarak, köklü medeniyetimizin dönüm noktalarından biridir. 

Türk milleti destansı İstiklal Savaşı’yla tarihin rotasını değiştirmiş, bölgesel ve küresel dengeleri sarsmıştır. Türk’süz Anadolu hesabı yapanlara, devletsiz millet hayali kuranlara kalıcı cevap Cumhuriyetin ilanıyla verilmiştir. Cumhuriyet, bağımsızlığa duyulan derin özlemin, geleceğe bağlanan emsalsiz ümidin, milli egemenliğe beslenen sevdanın karar anıdır.

Milletimiz, Mustafa Kemal Atatürk Önderliğinde 100 yıl önce hilâl'in bahtını açmış, geleceğin kapısını aralamış, vatanın kara talihini aydınlatmıştır. Yedi düvelin ayağımıza vurduğu pranga, üzerimize geçirmeye çalıştığı tahakküm örtüsü, milli dirençle parçalanmıştır.

Bu anlamlı gün vesilesi ile başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlarını, İstiklal ve İstikbalimiz uğrunda feda-i can eden tüm aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.

İnancın, imanın ve yılmaz bir iradenin eseri olan Türkiye Cumhuriyeti; asla bağış, lütuf veya hediye değildir. Her şeyden önce haklı ve haysiyetli bir Milli Mücadele'nin karar ve kıvancıdır.

Tam bir asır önce emperyalist güçlere karşı giriştiğimiz mücadeleyi resmetmek gerekirse elinde hasımlarına kıyasla gayet iptidai silahlar bulunan, yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşayan bir millet vardı.

Fakat sinesinde sarsılmaz imanıyla, İstiklal ve istikbaline sahip çıkan aziz Türk Milleti, ölümün, kanlı çarpışmaların, savaş meydanlarını kuşatan barut kokularının kol gezdiği bir dönemde, yalın ayağıyla cepheye mermi taşıyan Anadolu kadınıyla, körpecik fidan iken vatan uğruna gözünü kırpmadan toprağa düşen hürriyet sevdalıları ile bugünlerin tohumlarını ektiler.

Hepsine ayrı ayrı minnettarız. Bu vatan bize onlardan mirastır. Bu kutlu mirasa sahip çıkmak hepimizin en mühim vazifemizdir. “Vatan sevgisi imandandır” hadisi kutsisince atalarımıza yaraşır torunlar olarak yurt sevgisini en âli mertebede tutmak hepimizin boynunun borcudur.

Cumhuriyetimizin kazanımlarıyla Türk milleti bulunduğu coğrafyayı yeniden şekillendirmeye, oyuna gelen değil oyun kurucu olmaya başlamıştır. İnsan haklarını ve onurunu her şeyin üstünde tutan, gelişmiş demokrasi bilinciyle sair milletlerden bir adım önde bulunan, adaletten ve eşitlikten asla taviz vermeyen Türkiye Cumhuriyeti “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” mottosuyla uluslar arenasında hakkın savunucusu konumuna gelmiştir.

Cumhuriyet ruhu gençlerimize emanettir. Onlar bizim umudumuzdur.  Eğitimde, kültürde, sanatta, sporda, teknolojide ve ekonomide kalkınmışlığımızın derecesini yükseltmek gençlerimizin azmi ve gayretiyle gerçekleşecektir. Cumhuriyet kazanımlarının korunup güvence altına alınması, bu kazanımların hep beraber gelecek kuşaklara aktarılması gençlerimizle mümkün olacaktır. Onlara güveniyor ve inanıyoruz.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde Cumhuriyetimizin 100. Yılını, coşku ve gurur içinde kutlarken, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu “Yeni Türkiye Yüzyılı Vizyonuna” emin adımlarla yürüyerek, Büyük Önder Atatürk ve ecdadımızdan teslim aldığımız bayrağı çok daha ilerilere götüreceğimize kimsenin şüphesi olmasın.

Sözlerimi nihayete erdirirken bir kez daha Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, mukaddesat uğruna toprağa düşen aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, fedakarlıklarının toplumsal hafızamızın en müstesna köşesinde mahfuz olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.  Onların sayesinde CUMHURİYET GÜNEŞİNİN ışığı hiç sönmeden, yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.

BİNLER YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

BİNLER YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRK MİLLETİ!” dedi.