|
||
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Köse; Liyakatın önemsenmediği bir ülkeye dönüştük | ||
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Köse; Liyakatın önemsenmediği bir ülkeye dönüştük | ||
- Haberi | ||
|
||
|
||
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, partisinin başlattığı ‘Umut Her Yerde’ projesi kapsamında geldiği İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. 25 Kasım’ın Kadına Karşı Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olduğunu aktaran Fatma Köse, konuşmasında Türkiye’nin gündeminde olan kadın cinayetlerine, ekonomiye, dış politikaya, eğitim ve toplumsal barış sorunlarına değindi. Bu sorunların çözümü içinde CHP’nin iktidara gelmesi, güçler ayrılığı ilkesinin ve liyakatın tesis edilir hale getirilmesi gerektiğini savundu. Yereldeki sorunlara da değinen CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, Burdur’da 7749 kayıtlı işsizin olduğunu, işsizlik nedeniyle genç nüfusun göç ettiğini, mermer ocaklarının ekolojik dengeyi bozduğunu, teşviklerin yetersiz olduğunu söyledi. 81 ilde uygulamaya koydukları ‘Umut Her Yerde’ Projesinin amacını ‘Türkiye’nin temel sorunlarını dilimiz döndüğünce, gücümüz yettiğince anlatıyoruz. Çünkü biz Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, savrulduğunu biliyoruz. Şimdi bir demokrasi şöleni yaşıyoruz. Bu çalışmanın da devam etmesi gerekiyor. Devam etmeli. Çünkü ülkenin temel sorunlarını duyurmamız gerekiyor.’ sözleriyle dile getirdi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse 81 ilde başlattıkları projeyle ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Demokasi, adalet ve barış yolculuğunun duraklarından birisindeyiz. Burdur bizim 38. ilimiz. Bu ziyaretler bizim proje kapsamında yapmış olduğumuz bir çalışma. İlk ayağına İç Anadolu Bölgesi’nde başladık. Yaklaşık 15 gün süren bir çalışmaydı. sonra Karadeniz Bölgesi’nde devam ettik. Karadeniz Bölgesi’nde Artvin’den Ardahan’a inerek Doğu Anadolu Bölgesi’nden döndük. Bugün 38. ildeyiz. Yani Burdur’dayız. Yaptığımız çalışmalardanda bunu görüyoruz. O nedenle bu proje 81 ili kapsayacak bir proje. Bu projenin amacı Türkiye’nin temel sorunlarını dilimiz döndüğünce, gücümüz yettiğince anlatabilmek. Çünkü biz Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, savrulduğunu biliyoruz. Şimdi bir demokrasi şöleni yaşıyoruz. Bu çalışmanın devam etmesi gerekiyor. Devam etmeli. Çünkü ülkenin temel sorunlarını duyurmamız gerekiyor. Burdur’un da ciddi sorunları olduğunu biliyorum. Birkaç tanesine değinmek istiyorum. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, Burdur’da 7749 kayıtlı işsiz var. İşsizlik nedeniyle göç eden genç nüfusun yoğunluğu artarak devam ediyor. Geçici koruma altındaki Suriyelilerin nüfus yoğunluğu arttı. Salda Gölü’nün nasıl ne şekilde peşkeş çekildiğine hepimiz tanıklık ediyoruz. Bunun yapılmasına da bu ülkenin geleceğine endişesi olan biz kadınların izin vermeyeceğini biliyorum. Mermer ocakları ekolojik dengeyi bozmuş Burdur’da. Tarımsal gübre ve ilaç kullanımı bilinçsiz olarak kullanılmakta. Bağcılık ve meyveciliğin desteklenmesi tamamen durmuş. Teşvikler yetersiz. Demiryolu yatırımlarının yetersiz oluşu tespit edildi Burdur’da. Bu ülkede demokrasi, ekonomi, dış politika, eğitim ve toplumsal barış sorunu var. İşte bu 5 temel sorunu ülkenin her bir parçasına duyurmak zorundayız. Nedir bu ülkedeki demokrasi sorunu? Hak, hukuk, adalet sorunu var bu ülkede. Hakkın, hukukun, adaletin olmadığı, güçler ayrılığı ilkesinin uygulanmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Otoriter, baskıcı, liyakatin önemsenmediği bir ülke haline dönüştük. Mevcut iktidar ile Türkiye demokrasi ve uygar dünyadan uzaklaştı. Güçler ayrılığı ilkesi yok edildi bu ülkede. Yargı tarafsız değil. Medya da tekelleşti. Düşünce ve ifade özgürlüğü diye bir şey kalmadı bu ülkede. Bugün bu ülkenin yazarı, çizeri, aydını parmaklıklar arkasındaysa kimse bu ülkede ifade özgürlüğünden söz edemez. Çözüm var aslında. Yargı bağımsız olmalı Güçler ayrılığı ilkesi yeniden temel prensipler haline getirilmeli. Hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda yargı bağımsız olmalı. Yargı bağımsız olmalı ki bu ülkede demokrasi tesis edilsin. Basın özgürlüğü ve yurttaşların bilgi edinmede önündeki engeller tamamen kaldırılmalı. Liyakat devlet kurumlarının temel ilkesi olmalı. Bugün liyakatla yönetilen bir ülkede yaşamıyoruz. Sadece bir kişinin karar verdiği bir ülkede yaşıyoruz. Üretemeyen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bugün bu ülkede saman, buğday bile ithal ediliyorsa o zaman bu ülkenin bir iki değil üç defa düşünmesi gerekiyor. Enflasyon bugün dünya ortalamasının 5 katından daha fazla. Dış borç stokuna gelince 450 milyar doları geçti. Ekonomik adaletsizlik ve eşitsizlikler her geçen gün derinleşerek devam etmekte. Yaklaşık 16 milyon yurttaşımız yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip. 8 milyon yurttaşımız işsiz. Türkiye’de her 5 gençten birisi şu anda işsiz. Yaklaşık olarak 9,5 milyon kiyi de kayıtsız olarak çalışmakta. Çözüm üreten bir Türkiye’yi tekrar tesis etmemiz gerekiyor. Rekabetçi, yüksek katma değer üreten bir ekonomiye bu ülkenin ihtiyacı var. Bunun içinde CHP iktidara gelmeli. Ekonomi politikalarımızın orta ve uzun vadede 5 temel amacı olmalı. Katma değeri yüksek, mal ve hizmet ulaşımında uzmanlaşması gerekiyor Türkiye’nin. İş gücünün niteliğini yükseltmek ve ücretler genel seviyesi artırılmalı. İşletme ekosisteminin dönüştürmesi gerekiyor. Bölgesel eşitsizlikleri gidermemiz gerekiyor. İktidarın kavgacı diplomasisi ülkenin Avrupa Birliği hedefinden uzaklaştırdı. Çözüm yurtta barış dünyada barış şiarı ile yolumuza devam etmek zorundayız. Yeniden güvenilir ve işbirliği yapılabilir bir ülke konumuna gelmek zorundayız. Uluslararası hukuka saygılı bir politika seyretmek zorundayız. Başka şansımız yok. Bugün Suriye Savaşı’nı hepimiz anlamakta zorlanıyoruz. Eğitim ticarileşti Bu ülkenin diğer bir sorunu da eğitim. Türkiye’de eğitim uygulaması dünya ortalamasının sonlarında. Bilimsel ve akılcı bir eğitim polikası izlenilmedi çünkü. Bilimsellikten uzaklaşıldı. Tamamen niteliksizleşti. Öğrencilerimizin öğrenim düzeyi geriledi. Rant odaklı eğitim politikaları nedeniyle parasız ve nitelikli eğitimlerin, okulların oranı azaldı. Dolayısıyla özel okullara teşvik başladı. Öğrencilerin barınma ve beslenmelerinin masrafları arttı. Bugün devlet yurtlarının yatak kapasiteleri yetersiz olduğu için ekonomik sıkıntı yaşayan aileler çocukların tarikat yurtlarına göndermek zorunda kaldı. Hepimiz tanıklık ediyoruz. Toplumsal barış sağlanmalı Kimliklere dayalı siyaset, toplumumuzun bir arada yaşama kültürüne zarar verildi. Bugün komşularımızla bile selamlaşamadan, birlikte bir şeyleri paylaşamadan arkamızı dönerek yürüyen bir toplum haline dönüştük. Mevcut iktidarın kendi seçmenini konsoride etmek için bu ülkeyi böldü, parçaladı ve bu hale getirdi. Toplum kamplaşmasındanda medet umar hale geldi. Toplumsal barışı tehdit eden tüm sorunların çözümü güvenlik, ekonoik, eşit vatandaşlık, insan hakları ve özgürlük politikalarının tümünü kapsayan bir demokrasi anlayışıyla mümkün olacak. O’cu bu’cu diye ayırmayacaksınız bu Türkiye’yi. Sağcı-solcu, doğulu-batılı, kürt-Türk diye ayırmayacaksınız bu Türkiye’yi. Eğer bunları ayırmaya kalkarsanız bu ülkenin geleceğine dinamit koymuş olursunuz. Biz ortak, özgürce, demokrasinin tesis edildiği, parlamenter sistemin tekrar geldiği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Biz özgür olmak, özgür yaşamak istiyoruz bu memlekette. Bu hedef doğrultusunda tüm yurttaşaları kucaklayan ve ortak paydada buluşturan özgürlükçü, demokratik yurttaşlık anlayışı ileülkemizde yeniden huzurun tesis edilmesi gerekiyor.” dedi. CHP İl Başkanı İzzet Akbulut parti içinde yapılan kongrenin saygı ve sevgi çerçevesinde yapıldığını aktararak; “Kadın Kolları Başkanımız Türkiye’yi adım adım dolaşıyorlar. Her ne kadar CHP şu anda kendi içerisinde bir kongre süreçleri yaşamış olsada, kongre heyecanları parti içerisinde yaşanmış olsa da asıl gayenin Türkiye’nin şu andaki sorunlarının üzerine gelinmesi gerektiğiyle tüm Türkiye dolaşılmakta. Şu anda Türkiye’nin sorunlarının acil çözümlerini bekleyen birçok problemi var. CHP olarakta bizim içerimizdeki enerjimizi kendi içerimizdeki çekişmelerden çok, Türkiye’nin sorunlarının çözümüne vermemiz gerekiyor. Nitekim Burdur olarakta şanslı illerden biriyiz. Çünkü her ne kadar parti içinde bir yarış olsada bu yarış saygı, sevgi çerçevesi içerisinde devam ediyor.”dedi. CHP Kadın Kolları Başkanı Zinet Gezer ekonomik eşitsizlik ve adaletin artarak devam ettiğini söyleyerek; “Adalet, Demokrasi ve Barış Yolculuğu kapsamında ‘Umut Her Yerde’ Projesinin amaç ve esaslarını anlatmak yurdumuzun dört bir köşesini dolaşan Genel Başkanımız Fatma Köse bugün bizlerle buluşmak üzere ilimize gelmiştir. Burada toplanmamızın amacı dayanışma ve yardımlaşma ruhunu artırmak, sivil toplum örgütleri ve sendikalar ile birlikte umudu, inancı, güveni, adaleti, barış ve demokrasiyi örgütlemektir. Kadınlara yönelik genel ve yerel polutukaların oluşturulmasına, geliştirilmesine katkı sunmak, çözüm önerilerine ulaşmak, yöre halkıyla buluşmak, güçlü bir kadın örgütü oluşturmaktır. 17 yıldır kadını yok sayan, sosyal yaşamdan uzaklaştırmaya çalışan, kadına şiddetin, vahşetin, çocuk tacizlerinin gün geçtikçe arttığı, gerekli önlemlerin alınmadığı, sessiz kalan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu yaklaşıma karşı biz kadınlar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Susmayacağız, inançlıyız, kararlıyız. Bugün hukuk yerle bir edilmiştir. Kadının görmezden gelindiği, kadın cinayetlerinin ve şiddetin artarak devam ettiği, çocuk istismarlarının arttığı, bunlara karşı yeterli önlemlerin alınmadığı, yasaların yeterince uygulanmadığı içimizi yeterince acıtmaktadır. Susmayacağız. Ekonomik adaletsizlik ve eşitsizlik artarak devam etmekte. Ekonomik sıkıntıdan intihar vakaları bizleri derinden yaralamaktadır. Hukukun üstünlüğünün sağlandığı, işsizlik ve yoksulluğun azaldığı, adalet ve demokrasinin bu ülkeye geldiği güne kadar mücadeleyedevam edeceğiz. Şunu iyi biliyoruz ki kadın varsa umut var, umut var barış var. Kadın varsa ilerleme var, demokrasi var. Kadın varsa, birlik var güç var. Kadın varsa cesaret ve mücadele var. Gücümüze inanalım. Bir olalım, birlik olalım, diri olalım. Cumuhriyet değerlerimizi ve Atatürk devrimleriyle elde ettiğimiz haklarımızın elimizden alınmasına sessiz kalmayacağız. Demokrasi ve özgürlüğümüz olmazsa olmazımız.” değerlendirmesi yaptı. |
||
|
||
Etiketler: CHP, Kadın, Kolları, Genel, Başkanı, Köse;, Liyakatın, önemsenmediği, bir, ülkeye, dönüştük, |
|
||
|