MAKÜ’DE HAYAT VAR! REKTÖR ADEM KORKMAZ MAKÜ’YÜ ANLATTI
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Burdur’un gururu… Burdur’da herkesin Burdur’un gelişimi üzerinde ittifak ettiği, mutabık kaldığı, ortak konuların başında geliyor. “Burdur’da şu son 15 yılda ne değişti, neler oldu, en önemli yatırım neydi?” sorularına cevap aransa, açık ara “Üniversite- MAKÜ, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin 2006 yılında kurulması ve 15 yılda yaptıkları, geldiği nokta” cevabı zirvede yer alır. Evet; MAKÜ son 15 yılda Burdur’un gündeminde, damgasını vurdu, iz bıraktı, imzasını koydu. MAKÜ, ekonomik, sosyal, kültürel katkılarıyla Burdur’un ‘parlayan yıldızı, yükselen değeri… ‘ Zorlu pandemi koşulları, bir buçuk yılı aşan kesintinin (uzak’tan eğitim- dijital eğitim- hibrit eğitimi, uygulamalı eğitim) ardından MAKÜ, yeni eğitim sezonuna hazırlanıyor. 27 Eylül 2021 tarihinde bütün bölümlerde yüz yüze eğitime de başlayacak olan MAKÜ ailesi, farklı bir heyecan içinde…
MAKÜ’nün geldiği seviye’yi, öğrencilerin neden? MAKÜ’yü tercih etmeleri gerektiğini, MAKÜ’nün projelerini, yatırımlarını, gelecek vizyonununu, Burdur ve ülkemiz için ortaya koyduğu perspektifleri, birinci ağızdan Yeni Gün farkıyla, Burdur kamuoyu ve okurlarımızla paylaşıyoruz. İki dönemdir MAKÜ Rektörlük görevini sürdüren, vizyonerliği, ileri görüşlülüğü, çalışkanlığı, projeci yaklaşımları ile dikkat çeken, adından sıkça söz ettiren Prof. Dr. Adem Korkmaz, verdiği özel mülakat’ta MAKÜ’yü anlattı. M. Fatih Başcı’ya konuşan Rektör Korkmaz, öğrenci merkezli MAKÜ ve projeler ile yeni dönem hedeflerini dile getirdi.
MAKÜ Rektörü Adem Korkmaz’ın açıklamalarından pasajlar şöyle;
“MAKÜ, öğrencinin geleceğine yön veren bir üniversite”
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) artık 15 yaşını doldurmuş, bazı birimlerinde 25 yılı, bazı birimlerinde 50 yılı aşkın eğitim veren, kalitesini, niteliğini artık tescillemiş. Gerek yerleşkesi, kampüsü ve ilçelerdeki yerleşkeleri itibariyle gerek bünyesinde barındırdığı akademik birimlerin akademik kalitesi itibariyle mezunlarının eğitim-öğretim hayatında becerileri geliştirilmiş, mesleki vasıfları istihdam edilebilirlik açısından güçlendirilmiş, öğrencinin geldiği zaman geleceğine yön verebileceği bir üniversite Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi. Bu anlamda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin herhangi bir biriminden mezun olmak diploma itibariyle bir ayrıcalık sağlıyor. Bunun dışında üniversitemiz eğitim-öğretim anlayışı açısından da daha çok uygulama eğitimine ağırlık veren Meslek Yüksekokullarında 4 yarı yılın 1 yarı yılını sektörde öğrencilerin geçirdiği, uygulama derslerinin çok olduğu, staj uygulamalarına önem verilen bir üniversite. Ayrıca üniversite içinde öğrencilerimiz sadece eğitim-öğretim dönemleri içerisinde bir üniversite diploması almıyorlar. Bunun dışında kariyer hedefleriyle uyumlu bir kariyer planları yapmaları temin ediliyor öğrencilerimizin ve klasik, standart eğitimin dışında, kariyer okulumuz merkez bünyesinde öğrencilerin hedefleri oluşturuluyor. Bu kariyer okulumuz bünyesindeki uzmanlarımız tarafından kendilerine çizilen kariyer hedefleri çerçevesinde bir kariyer diploması da veriyoruz. Yine bunun dışında öğrencilerin sosyal becerilerini, sosyal hayattaki gelişmlerini, sosyal kişiliklerinin inşasını sağlamak üzere bir de sosyal diploma veriyoruz. Yani iki ayrı diploma daha veriyoruz. Tabiki bu kısmı öğrencilerin tercih etmesi ve ilgi göstermesine bağlı.
“Türkiye’de istihdam edilebilirliği en yüksek program ve bölümlere sahibiz”
Esasında şunu söyleyebiliriz Mehmet Akif Ersoy Ünivesitesi’ne bir öğrenci geldiğinde kendi kişisel gelişimini sadece ve sadece standart eğitimden aldığı derslerin dışına sosyal kişiliğinin gelişimi ve kariyer hedefiyle uyumlu alanlarda da öğrencimiz kendisine bir karşılık bulabiliyor. Bunun dışında 100’den fazla topluluk bünyesinde, öğrencilerin her alanda kendilerini geliştirebilecekleri imkanlara da sahip. Kampüsümüz sosyal açıdan, teknik açıdan, akademik açıdan her türlü altyapıya, donanıma, akademik birimlere sahip. Bu anlamda merkez kampüse gelecek öğrencilerimiz, programlarımız bakımından oldukça nitelikli. Bir de açmış olduğumuz bölüm ve programlar artık Türkiye’de istihdam edilebilirliği en yüksek program ve bölümlere sahibiz. Bizden mezun olan öğrencinin açtığımız programlarda genellikle piyasada iş bulma potansiyeli de yüksek bölümler. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Burdur şehri de öğrenci dostu bir şehir. Öğrencilerin şehirde güvenlik açısından ve sosyal bakımdan öğrencileri tatmin edecek bir ortama da sahibiz.
“Öğrencilerimiz piyasanın gerçek uygulamalarıyla bizim üniversitemizde karşılaşma imkanlarına sahipler..“
Her yıl biz yeni çok sayıda bölüm ve program açıyoruz. Bu sene açılan bölüm ve programlardan en önemlisi Diş Hekimliği Fakültemiz. Burdur Diş Hekimliği Fakültesi öğrenci kabulüne başlıyor. Onun dışında çok sayıda yeni bölüm ve programımız var. Son 4-5 yılda yaklaşık 150’den fazla bölüm program açtık. Yani hangisini sayayım. Onlarca yeni bölüm ve programımız var. Bunların hepsinde son yıllardaki açtığımız bölüm ve programlardan büyük çoğunluğunda istihdam edilebilirliği yüksek bölüm ve programlar açıyoruz. Gönül rahatlığıyla MAKÜ’nün Eğitim Fakültesinden Sağlık Fakültesine, Fen Edebiyat Fakültesi’nden İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ne, İlahiyat Fakültesi’nden Turizm Yüksekokuluna, Spor Fakültesine her bölümümüzü tercih edebilirler. Ama tercih ettikleri bölümlerde özellikle uygulama niteliği yüksek bölüm ve programlarımız var özellikle Turizm Yüksekokulu öğrencilerimizin Türkiye’deki neredeyse hiçbir üniversitenin sahip olmadığı bir beş yıldızlı otelimiz var. Bu otel bünyesinde eğitimlerinin önemli bir kısmını otel bünyesindeki süreçlerde uygulamaya katılma fırsatları ve imkanları var. Yine Taşoda’mız var, Kitap Kafemiz var, SKS yemekhanemiz var. Burada hem turizm işletmeciliği hem gastronomi hem aşçılık bölümleri uygulama yapıyor. Yine aynı şekilde Spor Fakültesi’nin programları üniversitemizin spor projesi kapsamında uygylamalara katılabiliyorlar. Burada onlarca takım, sporcu kamp yapıyor. Çok sayıda takım yaz ve kış dönemlerinde kamp yapıyor ve yapmaya da devam edecek. İşte; öğrencilerimiz piyasanın gerçek uygulamalarıyla bizim üniversitemizde karşılaşma imkanlarına sahipler. Bu programları özellikle uygulama niteliği önde olduğu için de önerebiliriz. Ama bunun dışında Fen Edebiyat Fakültesi’nin neredeyse bütün programları nitelikli hocaları olan ve mezun olduktan sonra da istihdam kabiliyetleri yüksek programlar.
“Pandemi’de uygulama eğitiminden vazgeçmedik”
Pandemi şartlarında biz uzaktan eğitime çok hızlı geçtik. Bütün programlarımızda lisans, önlisans, yüksek lisans ve doktora programlarımızda çok kısa sürede uzaktan eğitime geçtik. Pandeminin ilerleyen dönemlerinde ise özellikle öğrencilerimizin uygulama konusunda uzaktan ciddi sıkıntılar yaşadığını gördük. Bundan dolayı da son bir yılı yani geçtiğimiz yıl da MYO’ların ve Fakültelerin uygulama programlarını, uygulama sınıflarını üniversiteye çağırdık. Uygulama eğitiminden vazgeçmedik. Gerekli önlemleri ve tedbirleri alarak üniversitemiz uygulama eğitiminde de eksiklik oluşmamasına gayret etti. Arzu ettiğimiz kadar programa çağıramadık, ama öğrencilerin eğitim hayatında çok ciddi boşluk oluşturabileceğini düşündüğümüz programlarda, Mimarlık, Veterinerlik, Sağlık, Teknik Bilimlerin teknik programlarında, Sosyal Hizmet programlarında, Spor Fakültesi’nde, Turizm Fakültesi’nde yaklaşık 70 ayrı sınıf ve programda uygulama eğitimine davet ettik, öğrencilerimizi. Öğrencilerimiz uygulamadan kopmadılar. Yani Türkiye’de pandemi koşullarında belki bu anlamdaki uygulama eğitimi yaptıran üniversite bizdik. Bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum. Neden? Uygulamanın eğitimdeki önemine olan inancımızdan dolayı gerekli önlemlerimizi alarak, riskleri yöneterek. Hayatta her şeyin bir riski var. Her şey riskli. Yani siz o riskli, bu riskli derseniz o zaman eğitim mezun ettiğiniz insanların hayatında çok büyük boşluklar oluşturur ve bunların telafisi çok zor ya da geç gerçekleşir. Bu bağlamda, Üniversitemiz olarak biz, pandemi koşullarında uygulamadan da taviz vermeden uygulamanın en azından askeri düzeyde de olsa, minimum düzeyde de olsa uygulamadan taviz vermeden eğitimimizi sürdürdük. Artık bu sonbahardan itibaren pandemi sonrasına geçiş tam yüz yüze eğitime geçişi planlıyoruz. Pandemiye ilişkin önlemlerimizi de alarak artık uzaktan eğitim sistemine veda ediyoruz. Yeni dönemde biz, artık eğitim sisteminin merkezinin uzaktan eğitim olduğu bir sistemi öngörmüyoruz. Dijital derslerde, birimlerin kendi belirleyecekleri sınırlı derslerde uzaktan eğitim yapabilirler, ki bazen bu gerekli de olabiliyor. Ama ana eğitim sistemimiz artık pandeminin gerektirdiği önlemleri alarak yüz yüze eğitime geçmek. 2021-2022 eğitim öğretim yılı için üniversite senatomuz da böyle bir karar aldı. Eğitim öğretim yılında Eylül ayının son haftası 27 Eylül’de okulları açıyoruz. Öğrencilerimizi davet ediyoruz, çağırıyoruz. Yoğun sınıflarda, kalabalık sınıfları bölerek A ve B şubeleri şeklinde bölerek, pandemi’ye ilişkin önlemlerimizi de alıyoruz. Inşallah vakalarda ciddi artışlar yaşanmaz. Toplumumuza ve öğrencilerimize şu çağrıyı yapmak istiyorum bu anlamda sizin aracılığınız ile, lütfen aşılarını bir an once olsunlar ve bir an once biz daha güvenli ortamlarda sosyal hayatımızı, ekonomik hayatımızı ve eğitim hayatımızı sürdürebilelim. Üniversite olarak biz, artık uzaktan bir eğitim ile süreci işletmek istemiyoruz. Net bir şekilde bunu ifade edebilirim, ama herkesin de aşılanma konusunda bir gayret göstermesi gerekiyor. Aşımız var, Allah’a çok şükür, yeni yerli aşılar geliyor. Bu işin aşı’dan başka bir çözümünün olmadığını artık bilim insanları açıkca söylerken halen insanların öyleymiş, böyleymiş gibi dedikodulara, kulaktan dolma bilgilere, bilimsel gerçekliği olmayan söylemlere itibar etmemesini arzu ediyoruz.
“Kampüsteki korona tedbirleri”
Korona tedbirlerimiz bizim kampüsün girişinden ateş ölçme ile başlayan akademik birimlerde temizliği, hijyeni, mesafe kurallarının oluşturulması, maske takılmasının kontrol edilmesi, HES kodu uygulamasının geçerli olması. Şu an bütün birimlerimize öğrenciler HES kodu kontrolü ile girebilecekler. Bunun dışında taşıma kooperatifimiz ve belediyemiz ile de bu konuları görüşüyoruz. Yine yakın zamanda da görüşeceğiz. Özellikle şehirden kampüse öğrenci taşıma konusunda pandemi’ye uygun sayıların sağlanması konusunda görüşmelerimiz oluyor. Az önce söylediğim gibi kalabalık sınıfların seyreltilmesi, A ve B şubelerine bölünmesi şeklinde uygulamalarımız olacak. Yani aşılarla da bunu desteklediğimiz takdirde esasında çok büyük bir sıkıntı yaşamadan eğitim öğretimi yapabileceğimizi düşünüyoruz. Biz şu anda maske, fiziki mesafe koşullarının oluşturulması, hijyen ortamının oluşturulması gibi temel koşulları kalabalık ortamların seyreltilmesi gibi bunları oluşturarak öğrenci hareketliliğini günün değişik zamanına yayarak yoğun, kalabalık saatlerin oluşmasını engelleyen bir sistem çerçevesinde akademik birimlerimiz gerekli önlemlerini alacak. İlerleyen süreçte, zorunlu PCR testleri gibi ve buna benzer aşılamaya yönelik devletimiz başka kararlar alır ve aşı olmayanlar için yaptırımlar öngörür ise; biz de bunları çekinmeden uygularız.
“Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi büyük üniversiteler arasına girdi”
Mehmet Akif Ersoy Üniversitemizde bu sene 30 bin’ler civarında bir öğrencimiz olacak. Pandemi’de çok mezun verdik, biraz öğrenci sayımız düştü. Yeni kayıtlarımızla beraber tahminimiz 30-32 bin aralığında bir öğrencimiz olacak. Toplam öğretim elemanımız MAKÜ’de 1000’i geçti. 1050 civarında toplam akademik personelimiz var. Öğretim üyesi, Öğretim görevlisi, Araştırma Görevlisi olmak üzere 3 kategoride. Artık Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi bu anlamda büyük üniversiteler arasına girdi. Yani en azından fiziksel ve örgütsel anlamda büyük üniversiteler arasına girdi. Büyüme ve gelişimini sürdürecek bir üniversite. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tabi sadece eğitim ve öğretim misyonu dışında üstlendiği sorumluluklar var. Yürüttüğü projeler var.
“Bölgesel kalkınma üniversitesiyiz”
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi içinde yaşamış olduğu şehir Burdur, özelinde biz bölgesel kalkınma üniversitesiyiz. Bu anlamda üniversitemizin akademik birimleri, araştırma merkezleri şehrin kalkınması için gece gündüz çalışmaya devam ediyor. Bölgesel kalkınma da hayvancılık üzerinde çalışmalarını sürdürüyor, sürdürmeye devam edecek. Yeni projeler yapmaya devam edecek. Özellikle bölge potansiyellerini harekete geçirilmesi, bölge işletmelerinin verimliliğinin artırılması ve üniversite bünyesinde oluşturduğumuz işletmelerle de bölgeye, yetiştiricilere, sektöre, hizmet birimlerine öncülük edecek çalışmalar yapmaya devam edecek. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi önümüzdeki dönemde de akademik eğitim öğretim faaliyeti dışında sosyal sorumluluk ya da sektörlerin gelişimini etkileyecek olumlu anlamda çalışmalarını sürdürecek.
“Türkiye’den ve dünyadan takımlar, sporcular MAKÜ’ye geliyor”
Yine üniversitemiz bünyesinde yürütülen spor projesi kapsamında da Türkiye’den ve dünyadan takımlar ve sporcular gelmeye devam ediyor, gelmeye de devam edecek. Futbol, voleybol, güreş, judo, ragbi, masa tenisi başta olmak üzere bütün branşlarda ulusal ve uluslararası düzeyde takımları ağırlamaya devam ediyoruz. Süper Lig takımlarımızdan Alanyaspor kampını üniversitemiz tesislerinde yaptı. Yine Ukrayna’nın Zorya takımı, Bulgaristan’ın Botev takımı, şu anda Batmanspor ve Bergamaspor üniversitemizde kamplarını sürdürüyorlar. Bunun dışında Ukrayna engelli voleybol bayan ve bay takımlarının kampları tesislerimizde devam ediyor. Ragbi Türkiye Milli Takımı kampını bizde yaptı, yine kamplarını yapmaya devam edecek. Judo Milli Takımımız geçen hafta kampını tamamladı, buradan ayrıldı. Masa Tenisi’nde Ulusal Türkiye Şampiyonasına 4 gün boyunca ev sahipliği yaptık. Türkiye’deki bütün takımlar Beşiktaş’tan Fenerbahçe’sinden, Trabzonspor’una kadar masa tenisi takımlarına üniversitemiz ev sahipliği yaptı. Bu artık bir ekosistem. Yani üniversitemize gelen takımlar gelecek yıl yine tekrar gelmek üzere kamp hiz- metinden ve kalitesinden çok memnun olarak ayrıldıkları için de önümüzdeki yıllarda da bunu yapmak konusunda niyetlerini beyan ederek aramızdan ayrılıyorlar. Bu konuda da kış döneminde yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
“MAKÜ sosyal projeleri ile de varlığını önemli bir şekilde hissettirmeye devam edecek”
Yine sosyal projelermiz devam ediyor. İstihdam projelerimiz devam ediyor. İki ayrı SOGEP projemiz var. Birisinde yürütücü, üniversitemiz. Özellikle dezavantajlı kesimlerin, kadınlarımızın ve sosyal bakımdan korunmaya muhtaç olan meslek sahibi olması halinde ayaklarının üzerine basabilecek olan kesimlere ilişkin SOGEP projemiz şu anda hemen Eylül ayında kursiyerlerini seçmeye başlayacak. Çok sayıda kadınımızı meslek sahibi, iş sahibi, vasıf sahibi haline getireceğiz. Bir diğer projemizde İl Özel İdaresi ile yüreteceğimiz bir proje. Burada da bölgemizin çok önemli bir kaynağı olan Teke Yöresi’nin en önemli geçim kaynaklarından birisi olan keçi yetiştiriciliğinin geliştirileceği bir projeye beraber imza atacağız. Bölgenin keçi sütü’nü değerlendirecek, keçi yetiştiricilerden, sürülerden süt’leri toplayıp bunun özellikle keçi peynirleri, ‘Burdur Tulum Peyniri’ çalışmasını yürüteceğiz. Önümüz- deki yıl yoğun bir şekilde üniversitemiz süt işletmesinde İl Özel İdaresi ile bu projemizi birlikte yürüteceğiz. Yani üniversite akademik faaliyetleri, araştırmaları, eğitim öğretim çalışmaları, sosyal sorumluluk projeleri ve bölgesel kalkınma projeleri ile varlığını önemli bir şekilde hissettirmeye devam edecek.