KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİR İNSAN HAKKI İHLALİDİR.
Dünyanın her yerinde bugün KADINLAR, dayanışma ve mücadele ruhuyla, toplumsal
cinsiyet eşitsizliğine, aile içi ve toplumsal şiddete, ayrımcılığa karşı çıkmakta; kadınlara
yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele çağrısı yapmakta ve çözüm önerileri sunmaktadır.
Çünkü KADINLAR, ne yazık ki dünyanın her yerinde hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal
alanda saldırıya maruz kalmakta ve sömürüye uğramaktadır.
Ülkemizde ise, kadına yönelik şiddette her geçen gün artış yaşanmakta; kadınlarımız
fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalmakta ve hatta yaşam hakları vahşice
ellerinden alınmaktadır.
Yasal mevzuattaki tüm değişiklik ve düzenlemelere rağmen, kadına yönelik şiddetin
artarak devam etmesinin nedeni toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanamamış olması ve
şiddetin kaynağına odaklı çözümlerin geliştirilmemiş olmasıdır.
Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için temel öğe, mevcut toplumsal
zihniyetin değiştirilmesidir. Bu bağlamda, devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi
yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde
yürütülmesi gerekmektedir. Ancak pratikte devletin, zihniyet dönüşümüne yol açacak
politikalar oluşturmadığı gibi tam tersi kadınların insan haklarını ve en önemlisi yaşam
haklarını koruma altına alan kanunları ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik
talepler karşısında etkisiz kaldığını görmekteyiz.
Kadın kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin yapılmaya
çalışılması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı
kurumlarda, üniversitelerde ve kamu-kurum ve kuruluşlarında kullanılan dil ve açıklamalar
kadın mücadelesini olumsuz etkilemekte, kadının insan haklarının ihlalinin artmasına yol
açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir ülke olmamıza rağmen, aile hukuku ve
kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasının düşünülmesi, nafaka
konusunda yapılmak istenilen değişiklik sözleşme hükümlerinin ihlali olacağı için kabul
edilemez.
Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu ve Burdur Barosu Kadın Hakları
Komisyonu olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası
Mücadele Gününde, her gün olduğu gibi, kadınların Cumhuriyetle ve Uluslararası
sözleşmelerle elde ettiği kazanımları ihlal edecek ve ortadan kaldıracak düzenleme ve
değişikliklerin karşısında olmaya devam edeceğimizi, kadına karşı şiddetin ortadan
kaldırılması için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
TÜBAKKOM BURDUR BAROSU
KADIN HAKLARI KOMİSYONU
Av. Hatice ÜRKÜT Av. Büşra DANIŞMAN
Av. Münevver ARÇİN ERGİN Av. Hatice SEVEN