BURDURLU HATTAT KAYIŞZADE HAFIZ OSMAN EFENDİ ANILDI

Burdurlu Hattat Kayışzâde Hafız Osman Nuri Efendi 129’uncu ölüm yıldönümünde memleketinde anıldı.

Burdur İl Müftülüğü’nün düzenlediği Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu’ndaki panelin moderatörlüğünü Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Dr. Hafız Osman Şahin yaptı. Panelde konuşmacı olarak, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Fatih Özkafa, Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Muhammed Abay, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Araştrma Görevlisi Naci Demirci, Türkiye Yazman Eserler Kurumu Beyazıt Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Mehmet Arif Vural ile Burdur İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Osman Koçibay katıldı.

Kur’an-ı Kerim Tilavetiyle başlayan programda Dini Musiki dinletisi sunuldu.

Panelistler Kayışzade Hafız Osman Efendi’nin hayatı ve hat sanatı hakkında bilgiler verdi. Kayışzade Hafız Osman’ın yazdığı mushafların halen daha basıldığı ve bunda sanatının önemli bir yeri olduğu sadece Türkiye değil İslâm dünyasının değişik yerlerinde Kayışzade Osman Efendi’nin yazdığı mushafların bulunduğu vurgulandı.

Konferans Salonu’nda, Hafız Osman Efendi’nin el yazması Kur’an-ı Kerimlerinin bire bir nüshaları sergilendi.

Kayışzade Osman Efendi kimdir; Burdur’da doğdu. Bu sebeple Burdurî nisbesiyle de bilinir. Büyük Hâfız Osman’la karıştırılan hattat, yazdığı eserlerin ketebesinde ismini bazan Burdurî Kayışzâde es-Seyyid el-Hâc Hâfız Osman Nûri olarak kaydetmiştir. İlk öğrenimiyle beraber Kur’an’ı ezberledikten sonra İstanbul’a giderek dinî ilimleri tahsil etti. Bu sırada Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenip icâzet aldı. Hocasının vefatı üzerine onun seçkin talebesi Muhsinzâde Abdullah Hamdi Bey’in derslerine devam ederek zamanının hattatları arasında üstün bir başarı gösterdi. Hayatını mushaf yazmakla geçiren Hâfız Osman Efendi, 107. mushafını yazarken Yûsuf sûresinin 12. âyetine geldiği 4 Ramazan 1311 (11 Mart 1894) tarihinde teravih namazı kıldırdığı esnada rükûda vefat etti ve Merkezefendi Kabristanı’na defnedildi.