BURDUR’DA 6 GÖL İÇİN ÇALIŞTAY

Burdur’da Burdur Gölü, Yarışlı Gölü, Yazır Gölü, Gölhisar Gölü, Çorak Göl ve Avlan Gölü gibi göller için yönetim planı hazırlama projesi kapsamında bir çalıştay düzenlendi. Çalıştayda, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu ve açılış konuşmaları yapıldı. Burdur İl Özel İdaresi’nde gerçekleştirilen çalıştay, söz konusu göllerin yönetimi ve korunmasıyla ilgili stratejilerin belirlenmesine ve uygulanmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Çalıştayın açılış konuşmasını Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdür vekili Mahmut Temel yaptı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdür vekili Mahmut Temel konuşmasında, “Sulak alanlar dünyadaki en önemli ekosistemlerin başında gelmektedir. Ancak iklim değişikliği, kentleşme, sanayi, tarım gibi sektörlerin de ciddi bir tehdidi ve baskısı altındadır. Bu nedenle sulak alanların korunması her zaman zor olmuştur. Çoğu zaman kötü kokuların ve sivrisineklerin sığınağı olarak düşünüldüğünden; toplumu sulak alanların değerleri ve korunması konusunda ikna etmek genellikle zor olmuştur. Ancak bu olumsuz tutum ve anlayış günümüzde değişmeye başlamış ve yürütülen koruma çalışmaları ekosistem işlevini kaybetmiş ya da zarar görmüş sulak alanların restorasyonun yapılması ve toplumun sulak alanlar ile ilgili daha fazla eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi yönünde evrilmeye başlamıştır. Ülkemiz sulak alan bakımından Avrupa ve Orta doğunun en önemli ülkelerinden birisidir. Bu önem su zengini bir ülke olduğumuzdan değil farklı karakterdeki sulak alanlara sahip olduğumuzdandır. Taraf olduğumuz Ramsar Sözleşmesi kapsamında ülkemizdeki sulak alanlar ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altındadır. Bu kapsamda 14 adet sulak alanımız, 59 adet ulusal, 32 adet de mali öneme haiz sulak alan tescillenerek toplam 105 sulak alanımız şu an tescilli olarak korunmaktadır. Bu sayı da her geçen gün artmaktadır.” dedi.

“Bu proje süresi biten sulak alan yönetim planlarının yenilenmesi çalışmasıdır”

Temel konuşmasında şunları söyledi;

“Bir sulak alan mülkiyet ve yönetim açısından farklı kurumların ve yöneticilerin sorumluluğunda ve farklı mevzuatlara, farklı kullanım önceliklerine tabi olabilmektedir. Bu nedenle aynı sulak alan için farklı amaçlar ve farklı kurumlar tarafından birçok farklı formatta koruma, eylem ve yönetim planı ismiyle dokümanlar, kitaplar hazırlanmaktadır. Bu karışık ortam, atmosfer bir sulak alanın etkin yönetimi neredeyse imkansız hale getirmektedir. Bu kaosu çözmenin tek yolu ilgili taraflar arasında asgari müştereklerde buluşulacak, kapsamlı bir uzlaşı metni hazırlamaktır. Bu kapsamlı uzlaşıyı sağlayacak olan da sulak alan çevresinde yaşayanlar, sorumlu idareler ve diğer ilgili taraflarla oluşturulan ortak kararları ve eylemleri belirleyen adeta sulak alanın bir anayasası, kullanım kitapçığı niteliği taşıyan bir sulak alan yönetim planı hazırlanmasıdır. Bu proje ve burada toplanmış olmamızın amacı ilimizdeki Burdur Gölü, Yarışlı Gölü, Yazır Gölü, Gölhisar Gölü, Çorak Göl ve Antalya’da bulunan Avlan Gölü için geçtiğimiz yıllarda hazırlanan ve süresi biten sulak alan yönetim planlarının yenilenmesi çalışmasıdır. Geldiğimiz nokta da projeye konu sulak alanlarımızın birçoğunda kuraklık başta olmak üzere birtakım çevre sorunları etkisini devam ettirmekte bazı sorunlar ise alınan tedbirlerle giderilmeye çalışılmaktadır. Hazırlanan planların da uygulama süresi, sunumda duyulan ihtiyaçlar, meydana gelen değişimlere bağlı olarak da güncellenmesi ve yeniden yeni hedeflerle revize edilmesine ihtiyaç duyulmuştur.”

Açılış konuşmasının ardından sulak alanlar tanıtım videosu izlendi.

 

Daha sonra Proje Koordinatörü Seda Yıldız, projeyi tanıtan sunumunu gerçekleştirdi.

“Gölü besleyen temiz su kaynağı olmadığı sürece bizim yaptığımız eylem planlarının bir kıymeti kalmayacak”

Sunumun ardından söz alan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ise konuşmasında şunları söyledi;

“Son 50 yıla baktığımızda bölgenin sulak alanlarını hızla kaybettiğimizi ve yaptığımız eylem planlarının da maalesef yeterince başarılı olamadığımızı görüyoruz. 2016 yılında Dönemin Tarım ve Orman Bakanı sayın Veysel Eroğlu ile bu konuyu bire bir görüşüp bir çalıştay yaptığımızda bu çalıştayın sonuçlarında birtakım öneriler kurumsal olarak taraflarımıza bildirilmişti. Yerel yönetimlere daha doğrusu köylerimize düşen en asli görevlerden bir tanesi atık sular. Çünkü atık sular gölü bir taraftan kurutuyor, daha doğrusu kurumasına engel olamıyoruz. Bir taraftan da kirlenmesine neden oluyoruz. Bunu ortadan kaldırmakla birtakım önerilerimiz vardı. Atık su Arıtma Tesisi, İleri Biyolojik Arıtma Tesisine döndürülerek şu anda yüzde 95 saflıkta bir suyu göle deşarj ediyoruz. Tabi bununla ilgili başka çalışmalarımız da var. Özellikle deşarj edilen suyun tarımsal maksatlı kullanılıp kullanılmayacağına dair analizlerin yapılmasını talep ettik. Bu analizlerin yapılıp eğer, tarımsal maksatlı sulamada kullanabileceğimiz bir su olur ise böylece yer altı sondajlarının bir kısmının da kullanımının ortadan kalkmasına neden olabilir. Gölü besleyen temiz su kaynağı olmadığı sürece bizim yaptığımız eylem planlarının bir kıymeti kalmayacak. Bunu bir ritüel olarak düşüneceğiz. Bölgemizin büyükbaş, küçükbaş hayvancılığını, tarım modellemesini bunların hepsini bir bütün olarak düşünmek zorundayız. Aksi taktirde hiçbirisini üretme şansımız kalmayacak. Çünkü bütün suyu tükettiğimizde bu bölgede hayvancılık yapma şansımız da kalmayacak.”

“Burada önemli olan doğayı değiştirmek değil insan faaliyetlerine yön vermek”

Burdur Vali Yardımcısı Mehmet Yıldız ise; “Burdur kapsamında 5 göl ve benim de memleketim olan Elmalı Avlan Gölü olmak üzere 6 göl masaya yatırıldı. Burada önemli olan doğayı değiştirmek değil insan faaliyetlerine yön vermek ve daha faydalı hale getirerek ekosisteme insan tarafından verilen zararların önüne geçmek ve daha yararlı faaliyetlerle kullanıcısı insan olan bu doğal değerlerin zararlarından kurtarmak, korumak, sürdürülebilir bir yaşam kapsamında doğal yaşamı korumak sürdürmek amaç bu. Bunun için de plan şart çünkü her kurum kendi açısından yaklaştığı zaman ortaya bir kaos çıkıyor bu kaosu sona erdirmenin en önemli yolu da planlı programlı olarak yaklaşım. Kurumlar arasında kuruluşlar arasında ve orada yaşayan insanlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız arasında ortak bir paydaşlık sağlamak, ortaklık sağlamak, uyum içerinde bir yönetim planı oluşturarak bunlara bir nizam ve düzen vermek. Güzel görüşlerin paylaşıldığı, uyum ve koordinasyon içerisinde bir planın yapılmasının ilk adımı olan bu çalıştayın çok faydalı olduğunu ve olacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Çalıştay, Proje uzmanları Botanik uzmanı Prof. Dr. Hasan Genç ve Zooloji-Limnoloji Uzmanı Prof. Dr. İskender Gülle’nin sunumlarının ardından soru cevap kısmının ardından sona erdi.

YENİ GÜN MEDYA