Belediye Meclisinde Gündem İçme Suyu
Burdur Belediye Meclisi Ağustos ayı toplantısı yapıldı. Toplantının ana gündem maddesi son günlerde tartışma konusu olan ‘içme suyu’ oldu.
Meclis toplantısında Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, gündem maddelerine geçilmeden önce içme suyu ile ilgili meclisi ve kamuoyunu bilgilendirirken yapılan eleştirilere de cevap verdi. Burdur Belediyesi AK Parti Grup Sözcüsü Cihat Çavuşoğlu’da içme suyu ile ilgili açıklama yaptı.
Başkan Ercengiz’in içme suyuyla ilgili açıklamalarından pasajlar şöyle;
“Burdur Belediyesi tüm faaliyetlerini kenara koysa bile 1 yıllık bütçesiyle içme suyu şebekesini yenilemesi mümkün değil”
“Bizim su konusunda 81 vilayet içerisinde bir il belediyesi olarak mutlaka kamu kurumlarıyla çalışmak zorunda olduğumuz bir sistemin içerisindeyiz. Bu yılın bütçesi yaklaşık 300 milyon liralık bir bütçe. Burdur içme suyu şebekesinin altyapısını komple yenilemenin geçtiğimiz yıl maliyeti yaklaşık 350 milyon liraydı. Yani Burdur Belediyesi 1 yıl bütün faaliyetini kenara koyarsa, bütün faaliyetlerinden vazgeçse 1 yıllık bütçesiyle içme suyu şebekesini yenilemesi mümkün değil. Örnek verelim Karamanlı ilçemiz 6 bin nüfuslu bir ilçemiz yaklaşık 90 milyon borçlanmış altyapı hizmetlerini tamamlamış emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sonuçta Karamanlı’da bizim Bucak’ta bizim Burdur’da, Ağlasun’da, Kocaaliler’de, Yeşilova’da, Tefenni’de bizim. Hepsi bizim tüm Türkiye bizim. Ama burada kronolojiden başlayalım. Biz 2014 yılında seçildikten sonra içme suyuyla ilgili sorunlarımız olduğunu biliyorduk.
“Burdur Belediyesi olarak toplamda yaptığımız 19 sondajın 8 tanesini kullanabiliyoruz”
Göl geçişiyle ilgili önemli bir problemi yaşadık 2012 yılında 10 ay çalışan içme suyu boru hattımız patlayarak maalesef bizim için kurtuluş diye düşündüğümüz Senir suyunu alamadık. Sayın bakanı makamında ziyaret ettik, dönemin milletvekilleri de bizlerle birlikteydi. Bakan Eroğlu, Burdur’a geldi ve dedi ki; ‘Burdur’un içme suyu sorununu kökünden çözeceğiz’ dönemin bakanı. Biz defalarca teşekkür ettik. Adım atıldı mı, 2016 yılında sayın Cumhurbaşkanımızın Burdur ziyareti sonrasında bu adımı da attık. Kendisinden de ricada bulunduk. Burdur’umuzun önemli sorunlarından birisi içme suyu dedik. Biz bu sorunun çözümü için yola çıktık. Bu yola başladıktan sonra biz DSİ tarafından bizim namı hesabımıza yani Burdur halkı sonunda borçlandırılarak başlatılan içme suyu isale hatlarının kuyularının yenilenmesi ve depoların yapılması işini biz DSİ marifetiyle Burdur’umuza kazanılacağını düşündüğümüz için biz her türlü imzamızı attık ve Burdur’umuzun içme suyu sorunu 2053 yılına kadar çözüldü. Bakın bu DSİ ve Orman Bakanlığı tarafından bu ifade edildi. Ardından arıtma yumuşatma tesislerimiz, siyasi parti milletvekillerimiz, il başkanları zaman zaman bize ait olan bizim işlerimize gittiler denetleme yaptılar. Buyursunlar gitsinler hiç sıkıntı yok. Burdur’un içme suyu sorunu 2018 yılında çözülecek ifadesi, ardından Burdur’un içme suyu sorunu çözülüyor, sağ olsunlar siyasi parti il, ilçe başkanları, milletvekilleri bir inceleme yapmışlar ve su sorunumuzun çözüldüğünü ifade etmişler. Biz de kendilerine teşekkür etmişiz. Ardından şehrimizin milletvekillerinden Özçelik demiş ki, ‘içme suyu için verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz, içme suyu sorununu çözüyoruz, Belkaya-2 barajındaki çalışmalarımızı da Burdur için yoğunlaştırıyoruz’ 6 tane sondaj DSİ tarafından yapılan ve bize teslim edilen sondaj mevcut su kapasitemizi saniyede yaklaşık 450 litreye kadar çıkartılacağı ifade edilmiş. Arından Senir-Kurt-İlyas’a el attık. Burdur’un su sorunu çözülüyor dedik. Geçen sene bu vakitlerde gölü komple karşıdan karşıya yürüyerek geçtim. Arkadaşlar geldi bize öyle bir güvence yaratıldı ki sanki biz hemen Ağustos, Eylül, Ekim gibi bütün bürokratik engelleri aşacağız ve en geç Ekim Kasım ayları içerisinde ihaleler yapılacak ve bundan sonra da yeni sezonu Senir-Kurt-İlyas suyunu da alıp geleceğiz. Sayın milletvekilimiz Özçelik dedi ki, ‘Burdur’un içme suyu sorununu maalesef istediğimiz noktaya getiremedik.’ Evet doğru bir açıklama. Bakın bu saydığım açıklamalarda kendime dair açıklamalar yok. Bu gördüğünüz fotoğraflar da DSİ’nin 2053’e kadar bize çözdüğünü iddia ettiği andan itibaren Burdur Belediyesi olarak toplamda yaptığımız 19 sondajın 8 tanesini kullanabiliyoruz. Neden, daha önceden 57 metreden bulduğumuz su şu anda 200 metrede. Daha önceden 180 metreden saniyede 30 litre verimle aldığımız pompalar şu anda 15 litreye düşmüş durumda.
“Şu anda saniyede 380 litre suyun normal şartlarda büyük bir bölümünün tarımsal sulamada kullanıldığının farkındayız”
Peki biz neler yaptık, açıklamalarda hiçbir şey yapmadık ya! Altyapılardaki kayıp kaçaklarla ilgili yaptığımız çalışma da 2018 yılında İLLER Bankasıyla bir çalışma başlatmak istedik. Altyapı kayıp ve kaçakların önlenmesi ve scada sisteminin Burdur’a kurulmasıyla biz suyumuzu kaybetmek istemiyoruz dedik. Bunun için 2018 yılında yine bu meclisteki arkadaşlarımızla yetkiyi alıp gerekli müracaatlarımızı yaptık. Müracaatların ardından proje aşamasına gelindi. Projeler 4 yılda ancak hazırlandı. Meclise girmeden bir kez daha teyit ettirdim imza aşamasına geldiği ve bu hafta proje için bizim İLLER Bankasıyla artık oturup çizilmiş proje üzerinden yapım işine başlayabileceğimizin müjdesini aldık. Tam 4 yıl değerli arkadaşlar. Senir suyu 2014 yılında yasal sürecimizi başlattık. O yıldan bu yana biz Burdur Belediyesi olarak o dönemim hem başkanı hem çalışanları olarak herhangi bir kusur kabahati olmadığını, yüklenici firmanın hataları nedeniyle bu sistemin çalışmadığını mahkeme karar verdi. Şu anda İLLER Bankası bize karşı kaybettiği davayı temyiz etti. Temyiz sonucunu bekliyoruz. Biz sürecin takipçisiyiz. Şu anda senir suyuyla ilgili neredesiniz, neden belediye ilgilenmiyor gibi bir açıklama da yapılmış. Müdürümüz burada, İLBANK’tan kurum görüşleri talep edildi. Senir suyla ilgili bize düşen görevi yaptık. İlgili kurumlara yazımızı yazdık. Eğer arkadaşlarımız da biz bu işin takipçisiyiz, oradan çözeriz diyorlarsa yani Burdur halkı için bunu görev edinirlerse biz kendilerine her zaman olduğu gibi yaptıkları her güzel iş için teşekkür etmeyi biliriz. 2014 yılında nüfus 76 bindi. Şu anda nüfus öğrenci dahil 122 bin. Kış aylarında yaklaşık 320 litre suyla 18 dalgıcın en az 3-4 tanesini dinlendirerek çalışırken şu anda dalgıçlarımızın havzada yeniden tarımın başlaması, buranın altını çizmek istiyorum. Havzada tarımın yeniden başlamasıyla birlikte 200 metrede saniyede 275 litre su aldığımız 4 tane pompadan şu anda 219 litreler seviyesine düştük. Yaklaşık 45 litre sadece bir bölgeden kaybımız var. Bölgemizde tarım arttı. Bir diğer tarım da şehrimizde arttı. Kent merkezinde önünde 10-20-25-100 metrekare yer olan vatandaşımız artık biber, domates, salatalık kavun, karpuz , aklına ne geldiyse ekip dikmeye başladı. Şöyle bir soru sorduğumuzda da vatandaşa, ‘sayın başkan domates 20 lira, fasulye 20 lira, biber 30 lira ben ayda 150 lira su parası verip bunları yetiştirebileceğim için bunları ektim’ dedi. Seneye meclisimizde başka bir karar almak zorundayız. Eğer vatandaşımız sebzecilik yapacaksa onlara yer gösterip, bunu da başka bir sulama yöntemiyle yaptırmak zorundayız. Şu anda saniyede 380 litre suyun normal şartlarda büyük bir bölümünün tarımsal sulamada kullanıldığının farkındayız.
“1000 dönüm araziye buğday, tohum ektirmemizin temel amacı en az su tüketilerek havzanın suyunu koruma isteğimizdi”
Yaptığımız buğday çalışmasında şovla suçlandık. Bugün lütfen arkadaşlarımız İnsuyu’na gitsinler. Vatandaşımız 8 liraya halde satamadığı için fasulyesini gelecek sene karakılçık buğdayı ekebilmek için toplantımıza gelecekler. Geçen sene biz bu işi başlattığımızda amacımız şov değil havzanın içme suyunu korumak içindi. 1000 dönüm araziye buğday, tohum ektirmemizin temel amacı en az su tüketilerek havzanın suyunu korumak isteğimizdi. Bir başka suçlama Bağlar mahallesinde verilen aboneler. Geçtiğimiz dönem başkanımız da bunun ilgili açıklama yaptı, ‘Bağlar mahallesine suyun verilmesi şehir şebeke suyunu sıkıntıya sokar’ demişti. 8.5 yıllık görevimizde 86 bağ evine su verilmiş. Ancak bir torba yasayla 899 imar barışından yararlanan vatandaşa imar dışı alanda bizi içme suyu aboneliği vermek zorunda kalmışız. Değerli arkadaşlar 899-86 yani onda biri. Eğer suçlama, değerlendirme doğru yapılıp yapılırsa daha doğru olur. Elimizi bugüne kadar taşın altına koymamışız diyorlar. Scadayı, otomasyonu saniye saniye dakika dakika saat saat gün gün takip ediyorum. Müdür beyin kendisi burada. Zaman zaman soruyorum şu pompada düşüş var, arıza mı var, sigortası mı attı, motor mu yandı, saat saat takip ediyorum. Değerli arkadaşlar almadan vermek Allah’a mahsus. Şu anda en fazla 350 litre su üretiyorsunuz, 380 litre çıkışınız var. 1 haftadır toplam uyuduğumuz süre toplamda belki 1 gün bile değil. Sürekli takip ediyorum. Ancak bu işin içinden siyaset çıkarmak isteyen olursa ben az önce size gösterdim. Derdim siyaset değil. Ben devletime güvendim, devletimin bana yaptığı işlerle de ben halkıma, vatandaşıma içme suyu sorununu çözüyoruz dedim. Altyapıyla ilgili bugüne kadar bize kredi verildi, iş verildi de biz kabul etmedik mi! Altyapıyla ilgili iller bankası kapımıza geldi de yok biz bu altyapıdan memnunuz mu dedik. Lütfen halkı kandırmayalım.
“40 yıllık bir şebeke var altımızda bu şebekenin yenilenmesi gerektiği konusunda Burdur’da 7 yaşındaki çocuk da bizimle hemfikir”
Bugün birkaç geçici çözümle biz kısa vadede su sorununu çözebiliriz. Yarın ben burada olmayabilirim. Tektonik hareketli bir bölgede yaşıyoruz. Deprem bölgesinde yaşayan insanlar olarak şu anda 18 dalgıcın herhangi bir 6 şiddetindeki depremde kuyuların göçmesi halinde şu anda mevcut durumumuzda 12 saat yetecek suyumuz var. Tüm depolarımızda. Acilen bir baraj yapılması gerekiyor. Biz içme suyu barajı talep ediyoruz. Biz mısır sulamak içilen baraja, içme suyu barajı yapılmadığı sürece doğru bulmadığımızı her ortamda ifade ediyoruz. Bu memleketin hayvancılığa ihtiyacı var, tarıma ihtiyacı var ama önce insanımızın içeceği suya ihtiyacı var. Biz acilen en çok dillendirilen Belkaya-2 barajının Burdur halkına kazandırılmasını talep ediyoruz. Burdur halkının öncelikli talebidir, hakkıdır ve bu iş yapılmazsa eğer bugün bu benim sorunum olur, yarın bu sorun buraya geçecek diğer arkadaşımızın sorunu olur. 2014 yılında bütün sorunları çözülmüş bir belediye devralmadık. Bakın arıtmamız tamamlandı. Kredi kullanıyoruz, kullandığımız krediyi Burdur halkı ödeyecek arkadaşlar. Eğer bunu birinin sahiplenmesi hakkıysa Burdur halkının hakkıdır. Bu siyaset yapma adına yapılan eylemler olmamalı. İçme suyu ile anlatmak istediklerim bunlar. Kayıp kaçaklarla ilgili 24 saat mesaiyle en ufak patlağa dahi gitmeye çalışıyoruz. Eğer bildiğiniz yerde büyük bir kayıp kaçak varsa vatandaşlık görevi olarak lütfen ihbar edin. Gerekli müdahaleyi yapalım. Biz gerekli çalışmayı yapıyoruz. Evet 40 yıllık bir şebeke var altımızda bu şebekenin yenilenmesi gerektiği konusunda Burdur’da 7 yaşındaki çocuk da bizimle hemfikir. Hafta sonu yeniden sondaj başlayacak içe suyu havzamızda. Şu anki mevcut su yetmiyor. Burdur halkının 22 bin öğrencisi varken yeten su şu anda yetmiyor. Altyapı ile ilgili sıkıntı kışın yok muydu? Bu sıkıntı kışın da vardı. Bir suistimal var iki su ucuz diye vatandaş bir tercihte bulunuyor, içme suyumuzu tarımsal maksatlı kullanıyor. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı yapacağız.”
Burdur Belediyesi AK Parti Grup Sözcüsü Cihat Çavuşoğlu’da şöyle konuştu;
“Bu susuzluğu gidermemiz lazım”
“Su ile ilgili geçmişte yapılanları ve vaatleri söylediniz. Ancak şu anda Burdur’da hakikaten bir su sıkıntı var. Devletimiz çalışma yapıyor mu? Yapıyor. Belkaya-2 diye ismini dahi koymuş. Orada olur olmaz o Tefenni’den gelecek su. Bu 4-5 yıllık proje olacak. Ama bizim şu andaki su sorumuzu maalesef çözmüyor. Biz şu anda burada 26 kişiyiz. Bu çekilen su sıkıntısı hepimizin sorumluluğunda. Sizde bu meclisin başkanısınız. Müdürümüz ne güzel söyledi, ‘dilekçeleri yazdık, cevap bekliyoruz’ dedi. Arkasını bırakmayalım arayalım. Milletvekillerimiz de yardımcı olacaklardır. Geçen yıl yine bu vakitler suyun siyaseti olmaz dedik. Olmaması gerekir. Ancak bakın kayıp kaçaktan bahsediyoruz, sebzeden bahsediyoruz. Evet ekonomik fiyatlar ama bu bizim susuzluğumuzu gidermiyor ki! El yıkayamıyorken bir tarafta da sebze sulanıyorsa bu bizim belediyemizin sorumluluğundadır. Zabıtalarımız çıkacak, denetleyecek. Bu susuzluğu gidermemiz lazım. Devlet proje yapar 4-5 yılda gelir, bakın ne güzel arıtmamız yapıldı, artık göletlerden su alabilmemiz lazım. Artık bizim sadece sondaj suyumuz değil göletlerden de gelebilir. Devletimiz yapıyor, biz işi hızlandırmak için elimizden ne geliyorsa hep birlikte yapalım. Lütfen sizde arayın. Bir an evvel bu sorunları çözelim. Senir suyu şimdiye kadar gelmesi lazımdı. Ama projeler, ihaleler derken gecikmeler olabiliyor. Biz önce Burdur Belediyesi olarak içme suyu 2053’e kadar DSİ söylemiş Burdur’un su sorunu olmayacak diye. Ama içme suyu söylüyor, sulama suyu demiyor ki. İçme suyunu biz sulama suyu olarak kullanırsak su sorunu hiçbir zaman bitmez.”