Alaca Dokumaları NTV’de

Burdur’da dokumacılığın tarihi M.Ö.5600-5400 yıllarına dayanmakta. Alaca dokumacılığı ise 19. yüzyıldan itibaren Burdur’da ön planda. Burdur Belediyesi bünyesinde unutulmaya yüz tutmuş alaca dokumacılığı, Burdur El Sanatları Geliştirme Projesi kapsamında dokuma atölyelerinde tekrar hayat buldu. Ayrıca ‘Yaşama Dokunanlar Platformu’ tarafından düzenlenen ve kendi dalında 320 eser arasından 1. seçilerek 2017 yılı Türkiye Kültür Oskarları ödülünü aldı.

Burdur Belediyesi öncülüğünde ANALSANDER(Anadolu El Sanatları Yaşatma ve Geliştirme Derneği)’nin katkılarıyla Burdur Alaca Dokumaları yaşatılıyor.

Burdur Alaca Dokumaları geçtiğimiz pazar günü NTV ekranlarında Moda tasarımcısı Dilek Hanif’in sunduğu Halkın Sanatı programına çıktı. Programda Burdur Alaca Dokumaları, İbecik dokuması, eski dokumalar ve alaca dokumalarının ebruya dönüşmesi incelenerek izleyicilere tanıtıldı. Piribaşlar Evi ve El Sanatları Merkezi’nde çekimleri yapılan alaca dokumalarının tarihini Usta Öğretici Emel Erte yaptı.

Konuyla ilgili yetkililerden aldığımız bilgiye göre, köklü bir geçmişe sahip alaca dokumaları NTV programına konuk oldu. Sunuculuğunu Modacı Dilek Hanif’in yaptığı programda Burdur alaca dokumaları Türkiye’ye izletildi. Usta Öğretici Emel Erte’den alaca dokumalarının geçmişi ve işlenme şekli hakkında bilgi alındı.        

Dokumacılık

Burdur’da dokumacılığın yaklaşık 300 yıllık bir geçmişi olduğu bilinmektedir. Burdur yöresinde mekikli ve kirkitli dokuma örnekleri tespit edilmiştir. Kirkitli dokumaları halı, hala (kilim) ve sumak olduğu özellikle hayvancılıkla geçinen Türkmenler tarafından dokunduğu, mekikli dokumalar olarak İbecik bezi, Dastar ve Burdur Alacasıdır.

 

Burdur’un en eski el sanatlarından birisidir. Burdur el sanatı 1950 senesine kadar önemli geçim kaynağı idi. Bilhassa “Burdur alacası” ve “Burdur bezi” adı verilen dokuma bezleri tezgâhlarda dokunurdu. Bugün sayılabilecek seviyeye indi. Şu anda Gölhisar ilçesinin İbecik köyünde “dastar” adı altında dokumacılık yapan ve geçimini bundan sağlayan birkaç aile bulunmaktadır. Yörük diyarı Burdur’un yaylalarında kurulan çadırların (kara çadır) keçi kılından dokunması geleneği az da olsa devam etmektedir. Ayrıca dokunan ürünler deve, üçgöllü ve kıvrımlı kilim çeşitleri, kara ve ala çul, torba, heybe ve tuz torbası, çuval ve harar, aba ve çaşır, turluk, yün çorap ve kabalak, ihram ve sofra bezi, çocuk kolanı ve deve kolanı, paldım olarak sıralanabilir.

İlimizde ayrıca Gölhisar ilçesi tarafında, genellikle Söğüt kasabası ve Bölme Pınar köyünde kamıştan hasır dokumacılığı yapılır. Evlerde kilimlerin altına bu dokunan hasırlar serilir. Bölgenin Yörük olması dolayısıyla bilhassa dağ köylerinde keçi fazlaca yetiştirilir. Keçinin kılından hem kara çadır hem de oturmak için çul yapılır.

Alaca Dokuma

Burdur Alaca Dokumaları, 1950 yıllarına kadar ilin önemli bir geçim kaynağıydı. Alaca dokumasının canlanması, yeniden geçim kaynağı hâline gelebilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. Masa ve sehpa örtüleri, atkı, şal, sini bezi, göynek, peştamal, el bezi, peçete, peşkir vb. olarak üretilen alaca dokumaları, özgün moda tasarımı olarak piyasada yerini almaktadır. Günümüzde Burdur Belediyesi Halı Sarayı binasında mevcut tezgâhlarda Burdurlu hanımefendiler tarafından alaca dokumaları bütün güzelliği ile dokunmaya devam etmekte, turistlerin giyimine ve evlerine ayrı bir sanatsal estetik katmaktadır.

Halıcılık ve Kilimcilik

Yöre genelinde dokunan halı; atkısı yün, çözgüsü yün olarak dokunan kaba havlıdır. Genellikle gül motifleri yerleştirilen halının örnekleri ve malzemesi tüccarlardan temin edilmektedir. Daha önceki yıllarda atölyelerde çok sayıda kadının çalıştığı halıcılık sektöründe günümüzde yurt genelinde olduğu gibi Burdur’da da gerileme vardır.

Yöre Büğdüz Halıları düğüm sayıları ve Yeşilova ilçesi de kilim motifleri açısından önemli merkezlerdir.

 

Var olan bir iki dokuma atölyesi ve dokuma yapılan bazı evlerde geçmişte Isparta halısı dokunmaktayken günümüzde ise Milas, Antalya Döşeme altı halılarının dokunmakta olduğu görünmektedir.

İbecik Bezi

İbecik Bezi bayanlar tarafından yapılan, tamamen el emeği göz nuruyla tahta tezgâhlarda dokunan, İbecik köyüne has bir dokuma ürünüdür. Unutulmaya yüz tutan bu dokumalar, Burdur İş Kur İl Müdürlüğü ve Gölhisar Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü işbirliği ile dokuma kursları açılmıştır. Kurslar sonunda çoğu kişiler evlerine tezgâh yaptırarak, hem unutulmaya yüz tutan bir kültürel değerimizi yeniden canlandırmışlar hem de ekonomik anlamda aile bütçelerine katkı sağlamaktadırlar. İbecik Bezi, başörtüsü, masa örtüsü, sehpa örtüsü, şal, perde ve elbise olarak dokunmaktadır.

Çözgü halindeki pamuk ipliğinden dokunan bu bezin üzerine isteğe göre; ipek, pamuk ipliği, bürüncük atkıları ve kener ipliği (yanış) örnek atılır. Hangi motif işlenecekse ona göre desen verilir. Bezin üzerine eğri su örneği (yanışı), fardı yanışı, topak yanış,  zencir yanış, sülük yanış isimleri verilen değişik şekillerde yanış işlenir. Örneğin şala eğri su ve topak yanışları atılır. Halk tarafından başörtüsü olarak kullanılan dastarların çevresine oya yapılır. Masa örtüsü, şal, sehpa örtüsü ve perde olarak kullanılacak olan bezlerin kenarları aynı dastar ipliği ile püsküllenir.