24 Temmuz "Basın Bayramı"nın bir anlamı kalmadı!
Gazete sahipleri, gazeteciler cemiyet başkanları 24 Temmuz Basın Bayramı'nın kutlanacak bir yanının kalmadığını basın bildirileri ile halka duyurmaya çalışıyor.
24 Temmuzlar bugün hala “bayram olarak kutlanması”na anlam verilemiyor. Gazetecilik belki de tarihin en güç dönemini yaşarken, kutlamaların yapılması da sanki her şey yolundaymışta, gazetecilerin bayramlarını kutluyor imajı veriliyor. Gazetecilerin katıldıkları davetlerde, görüntülerin halkla paylaşılması sıkıntılı günlerin yokmuş gerçeklerini de perdeleniyor. Bugünü bayram olarak kutlanmanın tek nedeni elde edilen "Basın Özgürlüğü" idi. Bugün geriye ne kaldıysa...
Burdur Gazeteciler Cemiyet Başkanı Kürşat Tuncel, 24 Temmuz Basın Bayramı nedeniyle bir açıklama yaparak gazete sahiplerinin ve gazetecilerin sesi oldu.
Burdur Gazeteciler Cemiyet Başkanı Kürşat Tuncel'in yazılı açıklaması
Hepinizin bildiği gibi;
yarın "24 Temmuz, basın tarihimizdeki en özel günlerden biri. 1908'de ikinci Meşrutiyetin ilanı ile birlikte basın'da sansürün kaldırılışı 'basın bayramı' adı altında kutlaniyor."
Aslında 24 Temmuz"larda "bayram ve sansür" sözcükleri anlamını yitireli epey oldu.
Özünden ve ruhundan kopan, asıl manasını kaybeden bir güne dönüştü 24 Temmuz...
Çünkü; matbuat, basın, yeni yaygın kullanımıyla medya, büyük bir çöküş içinde...
Yaygın basınından yerel basına, dijitalinden görseline tüm iletişim mecraları büyük bir mali bunalım, ekonomik açmaz içerisinde...
Neredeyse son beş yıldır kesintisiz bir şekilde süren ekonomik sıkıntılar giderek derinleşmekte...
Ekonomik sorunlar kadar yapısal meseleler, teknolojik gelişmeler gibi başka hayati gelişmeler ile bir kısırdöngü içindeyiz.
"Ekonomik sorunlarımız o kadar ağır ki, 'sansür, basın özgürlüğü, ifade hürriyeti' gibi konulara gelemiyoruz bile...
Günümüzde sansür şekil, yöntem değiştirdi zaten. Ekonomik olarak yayın, medya kuruluşlarını kıskaca aldığınızda, o bilindik eski usul sansüre gerek kalmıyor zaten. 'Para, maliyet, iktisadi meseleler', şu an basının içinde bulunduğu durumu tanımlayan, özetleyen kelimeler.
Gelirlerimiz azalırken, giderlerimiz artıyor.
Ve; bu olumsuzlukları hepimiz yaşıyoruz.
Yazdıklarım, durum tespiti bildiğiniz şeyler.
Tam bir 'öğrenilmiş çaresizlik, kabullenmişlik' sendorumu içindeyiz.
Basın örgütleri parçalanmış, güçsüz bir halde. Medya kuruluşları gazeteler, internet siteleri ve diğer mecralar ekonomik yaşam, ayakta kalma mücadelesi veriyor.
Kamu kaynakları ile dağıtılan resmi ilanlar her geçen gün küçülürken, özel sektörde durum farklı mı?
Herkes krizi, ekonomik sorunları gerekçe göstererek, gider kısma, tasarruf denildiğinde ilk akla gelen kalem, konu başlığı her nedense 'basın-yayın, medya harcamaları oluyor.'
Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve diğer paydaşlar da krizi öne sürerek ya da 'Sayıştay, müfettiş denetimi, tasarruf genelgesi' gibi gerekçeleri ortaya koymaları ile birlikte özel ilan, reklam pastası da iyice daralmış durumda.
Böyle bir kuşatılmışlık çemberi içinde 24 Temmuz'u karşılıyoruz.
Yine güzel sözler, mesajlar, süslü laflar ile geçiştirileceğiz.
Bizlerse ekonomik sorunlar yumağında mücadeleye devam edeceğiz.
Nereye kadar?...
Bıçak kemiğe dayandı,
'artık yeter!' noktasındayız...
Burdur Gazeteciler Cemiyeti
Yönetim kurulu başkanı
Ķürşat Tuncel